Avukatın Düşüncelerini Olgun ve Objektif Biçimde Açıklama Yükümlülüğü
Mehmet Altundiş tarafından kaleme alınan "Avukatın Düşüncelerini Olgun ve Objektif Biçimde Açıklama Yükümlülüğü" başlıklı makale, avukatlık mesleğinin icrasında savunma hakkının önemi ve bu hakkın sınırları üzerinde durmaktadır.
**Giriş ve Savunma Hakkı:**
* Savunma hakkı, adil yargılanma hakkının temel ilkelerinden olup, Anayasa'nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenmiştir.
* Avukatların varlığı, yargının gücünü ve güvenilirliğini artırmaktadır; avukat savunma hakkını kullanırken adaletin tecellisine yardım eder.
* Savunma hakkının kısıtlanması, hak arama özgürlüğünün özünü zedeler. Makalede, sözlü savunmanın önemine dikkat çekilmekte ve mahkeme başkanlarının zaman kazanmak adına yazılı savunma istemeleri eleştirilmektedir.
**Avukatın Düşüncelerini Olgun ve Objektif Biçimde Açıklama Yükümlülüğü:**
* Bu yükümlülük, avukatın hem sözlü hem de yazılı savunmasında her aklına geleni söylememesini, ifadelerini olgunluk ve objektiflik içinde dile getirmesini gerektirir. Bu, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olmasından ve yargının kurucu unsuru olan bağımsız savunmayı temsil etmesinden kaynaklanır.
* Avukat, mesleğini icra ederken vakarla hareket etmeli, ifadelerini özenle seçmeli; şahsi hareketler, karalamalar, sataşmalar ve onur kırıcı ifadelerden kaçınmalıdır.
* Bu yükümlülüğü ortaya çıkaran kurallar arasında; Avukatların Rolüne Dair Prensiplerin (Havana Kuralları) 23. maddesi, 1956 Uluslararası Barolar Birliği Oslo Kararları 4, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 34. maddesi ve Avukatlık Meslek Kuralları'nın 5. ve 27. maddeleri sayılmıştır. Özellikle Meslek Kuralları m. 27, meslektaşlar hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüş ve düşüncelerin açıklanmamasını öngörür.
**Disiplin Kurulu Kararlarından Örnekler:**
* Makalede, Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu (TBBDK) kararlarından derlenen olaylara yer verilmiştir. Bu olaylar, avukatların savunma sınırlarını aşarak hakarete varan, küçük düşürücü, incitici, meslektaşlık ruhuna aykırı ifadeler kullanmaları veya fiili davranışlarda bulunmaları (meslektaşının aranmasına izin vermek gibi) nedeniyle disiplin cezası aldığını göstermektedir.
* Disiplin kovuşturmalarında, Baro Disiplin Kurulları tarafından disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilen bazı durumlarda dahi, TBBDK bu kararları kaldırarak genellikle "kınama" veya "uyarma" cezaları vermiştir.
* TBBDK kararlarında, kullanılan ifadelerin davanın konusu ile ilgili olup olmadığına, "aşağılayıcı" ve "incitici" nitelik taşıyıp taşımadığına bakılarak savunma dokunulmazlığının amacını aşan durumların mazur görülemeyeceği vurgulanmıştır.
**Avukatın Düşüncelerini Olgun ve Objektif Biçimde Açıklama Yükümlülüğü ile İddia ve Savunma Dokunulmazlığı:**
* İddia ve savunma dokunulmazlığı (TCK m. 128), somut isnat ve olumsuz değerlendirmelerin gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması halinde cezasızlık öngörür.
* Bu dokunulmazlık, hakkın ortaya çıkarılması amacına hizmet etmelidir. Dava konusuyla ilgisi ve yararı olmayan, hakareti oluşturan yazı ve sözler savunma sınırını aşar ve dokunulmazlık kapsamından çıkar.
* Savunma sınırını aşan ifadeler, hem cezai hem de hukuki sorumluluğa (manevi tazminat gibi) yol açabilir. Yargıtay kararlarından örneklerle, mahkemeyi yanıltmak amacıyla yanlış yorum yapıldığı gibi ifadelerin kişilik haklarına saldırı oluşturabileceği ve hukuki sorumluluk doğurabileceği belirtilmiştir.
**Sonuç:**
* "Avukatın Düşüncelerini Olgun ve Objektif Biçimde Açıklama Yükümlülüğü," savunma hakkına avukatlık hukukuyla getirilen ve bu hakkın sınırlarını belirleyen bir kısıtlamadır.
* Bu sınırlamanın amacı, savunma konusunu ilgilendirmeyen hakaret niteliğindeki söz, yazı ve ifadelerin meşrulaştırılmasını önlemektir.
* Avukat, adaletin sağlanması mefkuresine hizmet etmeyen, hukuki değerlendirmeler dışına çıkan ve karşı tarafı veya meslektaşını incitici açıklamalardan kaçınarak düşüncelerini olgun bir biçimde kaleme almalıdır. Her aklına gelenin yazılmasının savunma hakkı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.