YÜKSEKKAYA LAW OFFICE KÜTÜPHANE

HUKUK

Dürüst Yargılama ve Medya Bakımından Demokrasi Kültürü - Prof. Dr. Nur Centel

Metin, Doç. Dr. Nur Centel tarafından hazırlanan "DÜRÜST YARGILAMA ve MEDYA BAKIMINDAN DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ" başlıklı tebliğin metnidir ve özetle aşağıdaki konuları ele almaktadır:

**I. Giriş:**

* **Medyanın Önemi:** Kitle iletişim araçlarının (özellikle televizyonun) günümüzde siyasal iktidarı etkileme ve sınırlandırma işlevine sahip "kamuoyu"nun oluşmasında ve dile getirilmesinde önemli bir rol üstlendiği belirtilmektedir. Bu durum, basın ve medya hukukunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Haberlere ulaşma özgürlüğü artık kolektif bir hak olarak nitelendirilmektedir.
* **Medya Özgürlüğü ve Sınırları:** Medya özgürlüğünün zorunlu olduğu, kaynağını Anayasa'daki düşünceyi açıklama özgürlüğünden (Ay m. 26) aldığı vurgulanmaktadır. Ancak medya özgürlüğü, diğer hak ve özgürlüklere, özellikle sanığın haklarına saygı gösterilmemesini veya ceza yargılamasının etki altına alınmasını içermez.
* **Dürüst Yargılamayı Etkileme Tehlikesi:** Medyanın suç haberlerine yoğun ilgi göstermesinin, hazırlık ve son soruşturma aşamasındaki davalar için kişilik haklarının ihlali yanında, yargılamanın dürüstlüğünü de etkileyebileceği tehlikesine dikkat çekilmektedir. Danimarka ve Türk hukukundan (uyuşturucu madde kaçakçılığı davası ve televizyon dizisinin yayınının durdurulması kararı gibi) örnekler verilmektedir.
* **Dürüst Yargılama Kavramı:** Dürüst yargılama, sanığın ve mağdurun hakları ihlal edilmeksizin yapılan yargılama olarak tanımlanır. Medyanın taraflı yayınlarla mahkemelerin tarafsızlığını bertaraf edebileceği, yargıçları etki altına alabileceği ve masumiyet karinesini (kesin hükme kadar masum sayılma) suçluluk karinesine dönüştürebileceği belirtilmektedir.
* **Ampirik Araştırmalar:** Medyanın yargılamayı etkileyip etkilemediği konusunda yeterli ampirik araştırma olmamasına rağmen, Amerika'daki laboratuvar araştırmaları, tek yanlı haberleri okuyan deneme jürilerinin sanığı suçlu kabul etmeye daha yatkın olduğunu göstermiştir. Türkiye'de meslekten hakimlerin bulunmasının, medyadan etkilenme ihtimalini azaltacağı ancak en küçük bir kuşkunun bile göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanmaktadır.

**II. Medyanın Dürüst Yargılamayı Etkilemesine Karşı Önlemler:**

1. **Gizlilik:**

* Hazırlık soruşturmasının gizliliği (CMUK m. 54, 143, 162, 165/5) medyanın haber kaynaklarına inebilme olanağını sınırlandırır.
* Sonsoruşturmada ise kural olarak alenilik esastır (Ay m. 141/1, CMUK m. 373/1). İstisnai durumlarda gizlilik kararı alınabilir (genel ahlak, kamu güvenliği veya kişilerin korunması amacıyla), gizliliğin sonucu ise yayın yasağıdır (CMUK m. 377/2, ÇMK m. 40, DGM m. 23/5).

2. **Susma Yükümlülüğü:**

* Türk hukukunda hazırlık soruşturmasının gizliliğinden kaynaklanan bir susma yükümlülüğü mevcuttur. Örneğin, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması... Kanunu m. 18/4'te dava açılıncaya kadar bilgi verme ve yayın yapma yasağı belirtilmiştir. Sonsoruşturmada da gizli duruşmalarda hazır bulunanlara açıklanmama tembihi yapılabilir (CMUK m. 377/2). Ancak Basın Kanunu m. 16'daki gazetecinin "anonima hakkı" (haber kaynağını saklama hakkı) nedeniyle susma yasağının uygulamada etkili olmadığı düşünülmektedir.
* Karşılaştırmalı hukukta (İsveç, Danimarka, Avusturya, Almanya, İsviçre, Fransa, Amerika) soruşturma makamlarının susma yükümlülüğü ve farklı gizlilik önlemleri bulunmaktadır.

3. **Duruşmada Görüntüleme Yasağı:**

* Türk hukukunda açık bir hüküm olmamakla birlikte, duruşmanın disiplinini sağlamak başkanın yetkisindedir (CMUK m. 378/1).
* Yabancı hukuk sistemlerinde (Avusturya, Fransa, Danimarka, Norveç, İsviçre, Almanya, Amerika) duruşmada ses ve görüntü kaydedilmesine sınırlamalar getirilmiştir. Bu kısıtlamaların nedeni, dava süjeleri üzerinde psikolojik baskı oluşması ve gerçeğin bulunmasının etkilenmesi endişesidir. Amerikan Yüksek Mahkemesi, 1965 tarihli kararında tehlikelere değinmiş, ancak daha sonra 1981 tarihli kararla televizyon çekimine izin verilebileceğini belirtmiştir.

4. **Yayın Yasağı:**

* Türk hukukunda gizli duruşmaların yayınının yasaklanması dışında, Basın Yasası m. 30/1'de soruşturmaya ilişkin belgelerin aleni duruşmada okunmadan veya takipsizlik kararı verilmeden önce yayınlanması ile ceza kovuşturması süresince yargıcın ve mahkemenin hüküm, karar ve işlemleri hakkında mütalaa yayınlanması yasaklanmıştır. Ancak bu hükümlerin yetersiz olduğu eleştirilmektedir. Basın Yasası m. 33/2'de ise onsekiz yaşından küçük sanık ve mağdurların kimlik bilgilerinin yayınlanması yasaktır.
* Karşılaştırmalı hukukta (Avusturya, Fransa, İsveç, Danimarka, İsviçre, Almanya, İngiliz ve Amerikan hukuku) ceza davalarına ilişkin haberlerin dürüst ve tarafsız verilmesini öngören çeşitli yasal düzenlemeler ve basın ahlak kuralları mevcuttur. İngiliz hukukunda "mahkemeye saygısızlık suçu", Amerikan hukukunda ise yayın yasağı getirilmesi kural olarak zorlaştırılmıştır.

**III. Sonuç:**

* **Özgürlükler ve Demokrasi:** Demokrasinin vazgeçilmezi olan düşünceyi açıklama özgürlüğünün hayata geçirilme aracı medyadır. Ancak özgürlükler sınırsız olamaz.
* **Demokrasi Kültürü:** Medya özgürlüğüne çizilen sınırların genişliği, toplumda demokrasi kültürünün yerleşmiş olmasına bağlıdır. Türkiye'de demokrasi geleneğinin ve insan hakları bilincinin henüz tam olarak yerleşmediği düşünülmektedir.
* **Medyanın Sorumluluğu:** Medya mensupları, toplumda demokrasi geleneğinin yerleşmesine ve demokrasi kültürünün oluşmasına katkıda bulunmalı, sanığın haklarına saygı göstermelidir. Masumiyet karinesi sadece adli makamları değil, medyayı da bağlayan bir ilkedir. Medya, mahkemeden önce sanığı yargılayıp hüküm vermemelidir.
* **Yasal ve Ahlaki Önlemler:** Türk hukukunda yasal önlemlerin yeniden gözden geçirilmesi ve televizyon/radyo yayınları için de çerçeve çizilmesi gerekmektedir. Ancak asıl önemli olan, demokrasi kültürünün yerleşmesine paralel olarak gelişecek olan "medya ahlâk kuralları"nın oluşması ve medyanın kendi kendini denetleme sisteminin başarılı olmasıdır.