YÜKSEKKAYA LAW OFFICE KÜTÜPHANE

HUKUK

Jakobs'un Düşman Ceza Hukuku Kavramı Hukukun Düşmanı - Henning Rosenau

Henning Rosenau'nun kaleme aldığı ve Erhan Temel'in çevirdiği "JAKOBS'UN DÜŞMAN CEZA HUKUKU KAVRAMI HUKUKUN DÜŞMANI" başlıklı makale, Alman ceza hukuku doktrininde Günther Jakobs tarafından ortaya atılan "Düşman Ceza Hukuku" (Feindstrafrecht) kavramını ve bu kavramın Alman ceza hukukuna yansımalarını (özellikle sonradan verilen güvenlik amaçlı hürriyeti kısıtlayıcı emniyet tedbiri) eleştirel bir bakış açısıyla incelemektedir.

**Makalenin Ana Hatları:**

* **Düşman Ceza Hukuku Kavramının Alman Ceza Kanununa Alınması İddiası (I. Bölüm):** Makale, 2004'te yürürlüğe giren ve mükerrer faillere uygulanacak hürriyeti kısıtlayıcı tedbirleri düzenleyen yasal reformu, özellikle Ceza Kanunu m. 66b'deki sonradan verilen güvenlik amaçlı hürriyeti kısıtlayıcı emniyet tedbirini, Düşman Ceza Hukukunun bir elementi olarak gören yaygın kanıyı aktarmaktadır. Bu tedbirde failin ıslahı değil, kamunun güvenliği ön plandadır ve failin kusurunun bir rolü yoktur. Jakobs bu durumu, cezasını çekmesine rağmen tehlike kaynağı olarak görülen ve toplumdan tecrit edilen kişiye karşı uygulanan düşman ceza hukuku örneği olarak değerlendirir.
* **Düşman Ceza Hukukunun Konsepti (II. Bölüm):** Jakobs'un merkezi tezi, **Vatandaş Ceza Hukuku** ve **Düşman Ceza Hukuku** ayrımıdır.
* **Vatandaş Ceza Hukuku:** Failin kusurunun esas olduğu, geriye dönük (represif), norm ihlaline tepki gösteren ve faili şahıs olarak algılayan hukuktur. Amacı normun geçerliliğini (stabilizasyonunu) sağlamaktır (Pozitif Genel Önleme Teorisi).
* **Düşman Ceza Hukuku:** Tehlike mücadelesi odaklıdır. Örneğin terörist gibi hukuk düzenine aktif bir şekilde karşı olan ve düzenin rakibi görülen kişiye yöneliktir. Fail, iletişim kurulacak bir vatandaş değil, etkili bir şekilde ve mümkün olduğunca önceden yolları kesilmesi gereken bir tehlike kaynağıdır. Bu hukuk, bireyin yaşam, haysiyet, mal varlığı gibi değerlerinin optimal korunmasına hizmet ederken, vatandaş ceza hukuku bireyin özgürlüklerinin korunmasının optimal hale gelmesine çalışır. Jakobs, suça teşebbüsün ön aşamaları, terör amaçlı çetelerin oluşturulması, ekonomik ve uyuşturucu organize suçları ve cinsel suçları düşman ceza hukukuna dahil eder. Başlangıçta bu kavrama eleştirel yaklaşsa da, daha sonra alternatifi olmadığını ve teröristlere karşı bir savaş olduğunu iddia ederek konseptini radikalleştirmiştir.
* **Düşman Ceza Hukukunun Eleştirisi (III. Bölüm):**
* **Ampirik Açıdan Zayıflıklar:** Realitede hukuka sürekli sırt çevirmiş, tam bir düşman kategorisinin bulunmadığı; emniyet tedbirlerinin muhataplarının toplumun dışında olmadığı belirtilir. Kısmi düşmanlık iddiası bile, bu faillerin kısmen hukuka uyduğu sonucunu doğurarak tecrit edilmeleri gerekliliğiyle çelişir.
* **Semantik Zaaflar:** Jakobs'un "mücadele yasaları"ndaki "mücadele" terimini askeri savaş anlamında algılaması eleştirilir. Bu yasaların belirli suç fenomenlerine yönelik olduğu ve tedavi edilmek zorunda olan faillerin (örneğin cinsel suçluların) varlığının, "düşman konsepti" içindeki sosyal terapinin yeri olmaması teziyle çeliştiği vurgulanır.
* **Dogmatik Zaaflar:** Vatandaş ceza hukukunun da önleyici (önleme amacı taşıyan) etkisi olduğu göz ardı edilmiştir. Cezanın amacı sadece karşılık (retribüsyon) değil, toplumsal değerlerin korunması ve suçu önlemedir (Pozitif Genel Önleme dahil). Bu nedenle düşman ceza hukuku ve vatandaş ceza hukuku ayrımının saçma olduğu iddia edilir, zira her ikisi de önleme amacı taşımaktadır. Failin devleti muhatap kabul edip etmemesi, ceza normunun varlığı ve genel önleme teorisi için önemli değildir.
* **Hukuk Devleti İlkesi Açısından Zaaflar:** Düşman ceza hukuku, failin kim olduğuna odaklanması (sübjektif olması) nedeniyle **Kiel Ekolü'nün Suçlu Kategorileri Teorisi**'ne yaklaştırılır ve totaliter bir karakter taşıdığı iddia edilir. "İstenmeyen kişiler" gibi metaforlar, hukuk devleti ilkeleriyle (insan hakları, kanun önünde eşitlik, insan onurunun dokunulmazlığı) bağdaşmaz. Kavramın, hukuku ortadan kaldırarak yerine kaba kuvveti ikame ettiği ve bu nedenle hukuk devleti açısından meşruiyetinin olmadığı belirtilir.
* **Sonuç (IV. Bölüm):** Makale, Düşman Ceza Hukuku'nun emniyet tedbirleriyle bilimsel olarak bağdaştırılması ve model olarak alınmasının hukuk devleti ilkesini erozyona uğratacağı konusunda uyarıda bulunur. Hukuk uygulayıcılarının emniyet tedbirlerini uygularken **orantılılık prensibine** kesinlikle riayet etmesi ve bu tedbirlerin kriminal politikanın **en son başvurulması gereken önlemi** (ultima ratio) olması gerektiği vurgulanır. Alman Federal Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin, emniyet tedbirlerinin temel haklar ve özgürlüklere riayet edilerek yorumlanması gerektiğini göstererek, düşman ceza hukukunun emniyet tedbirlerinden doğan bir hukuk olamayacağını ispatladıkları ifade edilir.