Kanuna Aykırı Bir Uygulama: Hükmen Tutukluluk Hakkında Değerlendirmeler
Doç. Dr. Önder TOZMAN, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
**Kanuna Aykırı Bir Uygulama: Hükmen Tutukluluk Hakkında Değerlendirmeler Özet**
Bu çalışma, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. maddesindeki tutukluluk sürelerinin sınırlandırılmasına rağmen, Yargıtay Ceza Genel Kurulu (YCGK) tarafından ortaya atılan "hükmen tutukluluk" uygulamasını ve bunun yarattığı sorunları değerlendirmektedir.
**Hükmen Tutukluluk Kavramı ve Uygulaması:**
* CMK'nın 102. maddesinde yer alan tutukluluk süreleri, Kanun'un 2. maddesindeki kovuşturma evresi tanımına kanun yolu aşaması da dâhil edildiğinden, hüküm kesinleşinceye kadar geçerlidir.
* Ancak YCGK, 12 Nisan 2012 tarihli kararıyla, CMK'daki tutukluluk sürelerinin hesaplanmasında kanun yolu aşamasının dikkate alınmayacağını belirterek "Hükmen tutukluluk/Hüküm özlü tutukluluk" kavramını getirmiştir.
* Bu yaklaşıma göre, yerel mahkeme tarafından mahkûmiyet hükmü verilen sanıklar için kanundaki tutukluluk süresi dolsa bile, bu aşamadan sonraki tutukluluğun dayanağı mahkûmiyet hükmü olduğu için temyizde geçen süre hesaba katılmaz.
* Anayasa Mahkemesi (AYM) de YCGK'nın bu yaklaşımını benimsemekte ve mahkûmiyet sonrası tutulma halini, tutukluluk süresi hesabında dikkate almamaktadır.
* Bu anlayış, Anayasa'ya ve masumiyet karinesi ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
**Ortaya Çıkardığı Sorunlar:**
* Hükmen tutukluluk, tutuklamayı bir koruma tedbiri olmaktan çıkarıp, kesinleşmemiş bir mahkûmiyet kararının infazının başlatılması anlamına gelerek bir ceza mahiyetine büründürmektedir.
* Kanun yolu aşamasına istinafın eklenmesiyle, sanıkların azami tutukluluk süreleri dolmuş olsa bile mağduriyetleri katlanarak artmaktadır.
* Sanıklar, hükümlü statüsünde olmadıkları için koşullu salıverme ve denetimli serbestlik gibi infaz hukuku imkânlarından yararlanamamaktadır.
* Sanıklar, belirsiz bir süre tutuklu kalmak yerine kanun yoluna başvurma hakkından vazgeçebilmektedir.
* Dosyanın ilk derece mahkemesinden kanun yolu mercilerine (Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay) ulaşımındaki gecikmeler nedeniyle tutukluluk incelemesi yapılamamakta ve sanık salıverilme talepleri bakımından muhatap bulamayarak "arafta kalma durumu" yaşamaktadır.
**AİHM Kararları ile İlişkisi:**
* YCGK, hükmen tutukluluk içtihadına dayanak yaparken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Sözleşme'nin 5/1c (suç isnadına dayalı tutuklama) ile 5/1a (mahkûmiyet sonrası tutma) maddeleri arasındaki ayrımına dayansa da, Türk hukukundaki tutukluluk sürelerinin, sanık lehine daha ileri bir koruma sağladığı durumlarda iç hukuk normlarının uygulanması gerekmektedir.