Şiddet
Prof. Doktor Ramazan Altıntaş tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları arasında yayımlanan "Şiddet" başlıklı eser, şiddet olgusunu İslami perspektiften ele almaktadır.
**Temel Kavramlar ve Tanımlar:**
* **Şiddet:** Güç ve baskı uygulayarak, insanların bedeni ve ruhi açıdan zarar görmesine yol açan bireysel ve toplu hareketlerin tümüdür. İnsanlık tarihi kadar eski olan bu olgu, günümüzde fiziksel, psikolojik, sosyolojik, siyasal, kültürel, ekonomik, sözel ve cinsel yönden devasa bir sarmal haline gelmiştir.
* **İslam'da Şiddet Karşılığı:** İslam'ın temel kaynaklarında şiddet, **"zulüm"** kavramıyla ifade edilir. Zulüm, adaletin zıddı olup, sınırı aşmak, hak-hukuk gözetmemek anlamına gelir. Adalet ise, her hak sahibine hakkını vermek ve her şeyi yerli yerine koymaktır.
* **Temel İlke:** İslam'ın en temel prensiplerinden biri **zulmün haram, adaletin ise farz** oluşudur. Şiddet, nereden ve kimden gelirse gelsin bir insanlık suçudur.
**İslam'ın Şiddete Karşı Tutumu:**
* **İnsan Onuru:** İslam, insanın onur ve itibarını korumaya büyük önem verir. İnsan, bizatihi insan olduğu için bir değer taşır ve şiddete maruz kalmamalıdır.
* **Eşitlik:** Dinimizde bütün insanlar hür, onurlu ve eşit haklara sahiptir. Allah katında üstünlük ancak takva iledir; ırk, renk, dil veya cinsiyet ayrımı yoktur.
* **Hayatın Kutsallığı:** Bir insanın ölümü, bütün insanlığın ölümü; bir canı kurtarmak ise bütün insanlığı yaşatmak gibidir (Maide, 5/32). Ölümler arasında ayrım yapmak insanlıkla bağdaşmaz.
**Şiddetin Kaynakları (Beslendiği Damarlar):**
1. **İfade ve İnanç Özgürlüğünün Engellenmesi:** Din ve vicdan özgürlüğünün kısıtlanması, baskı ve güç kullanmak bir şiddet türüdür. İslam'da zorlama yoktur (Bakara, 2/256). İman, hür irade ve gönülden gelen bir kabullenmeye dayanır.
2. **Adalet Duygusunun Zedelenmesi:** Adaletin bireysel ve toplumsal hayatta gerçekleştirilememesi güven kaybına, huzursuzluğa, öfke ve intikam hırsının şiddete dönüşmesine yol açar. Allah, adaleti ve iyiliği emreder (Nahl, 16/90).
3. **Cinsiyet Ayrımcılığı:** İslam, kadın ve erkeğin eşit düzeyde sorumlu olduğunu bildirerek cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldırmıştır. Kadın, erkeğin mülkü değil, Allah'ın emanetidir. Şiddet, zihinsel kabullerden etkilenen öğrenilmiş bir davranıştır. Töre cinayetleri gibi kadına yönelik şiddetin en ağır biçimleri, cahiliye zihniyetinin ürünüdür ve ancak sağlıklı din ve ahlak eğitimiyle engellenebilir.
4. **Irk Ayrımcılığı:** İslam, kabileciliğe ve katı asabiyet anlayışına karşı çıkmıştır. Irkların ve dillerin farklılığı, Allah'ın bir ayetidir (Rum, 30/22). Müslümanlar, etnik köken ayrımcılığından ve ırkçı söylemlerden uzak durarak evrensel kardeşlik bilincini taşımalıdır.
5. **Sınıf Ayrımcılığı:** Kendini seçkin görmeye dayalı sınıf ayrımcılığı psikolojik bir şiddet türüdür. Kur'an, servetlerinden dolayı şımarıp zulmeden kimseleri tasvir eder. İslam'da değer ölçüsü takvadır (Allah'a karşı sorumluluk bilinci), statü ve ekonomik farklılıklar imtiyaz sebebi olamaz.
**Şiddetin Yerine Barışı Yeniden Kurmak:**
* **İslam:** Kelime olarak "barış, güven, huzur ve mutluluk" anlamına gelir. İslam, yeryüzüne ulaşan bir barış davetidir (Bakara, 2/208).
* **Mümin Sorumluluğu:** Müslüman, dilinden ve elinden insanların selâmette olduğu kişidir. İyiliğin artmasına, sevgi ve merhametin yayılmasına hizmet ederek kötülüğü ve şiddeti engeller.
* **Savaş:** Dinimizde barış içinde özgürce yaşamak mümkün olduğu sürece, savaş asla gündeme gelmez. Savaş, özü itibarıyla güzel bir olgu değildir.
* **Hz. Peygamberin Örneği:** Hz. Peygamber (s.a.s.), Mekke'nin fethinde muktedirken bile af ve gönül dilini kullanmıştır. Asıl yücelik, muktedirken bağışlamak ve güçlüyken şiddetten uzak durmaktır.
**Sonuç:**
Şiddet ve terörün dini ve milliyeti olmaz. İslam, kaynağı ve şekli ne olursa olsun şiddetin her türlüsüne karşıdır ve bunu bir insanlık suçu olarak görür. Müslümanlar, bütün yaşam alanlarını şiddetten arındırmalı, inandıkları dinin barışa verdiği önemi yaşantılarıyla göstermelidir. Dünyayı bir barış yurduna çevirme çabası, müminin varlık sebebidir.