YÜKSEKKAYA LAW OFFICE KÜTÜPHANE

Genel

Şiddet Karşısında İslam

"Şiddet Karşısında İslâm - D. İşl. Bşk..pdf" başlıklı doküman, özellikle İslam'ın şiddetle ilişkilendirilmesi algısına karşı bir duruş sergilemeyi ve şiddet olgusunu farklı boyutlarıyla ele almayı amaçlayan makalelerden oluşmaktadır. Özetle, dosya aşağıdaki ana konuları içermektedir:

**1. Sunuş ve Şiddet Kavramına Giriş:**

* Kitabın amacı, modern dönemlerde ön yargılı medya organları tarafından İslam'ın şiddetle özdeşleştirilmesi algısına karşı farkındalık yaratmak ve İslam'ın bir barış dini olduğunu ortaya koymaktır (Sayfa 5).
* Şiddet, insanlık tarihi kadar eski bir olgu olup, Adem'in oğulları Kâbil ve Hâbil arasındaki olay (Maide, 5/27-31) ilk ciddi örneği oluşturur. Şiddet, fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel vb. birçok türü kapsayan geniş bir yelpazeye sahiptir (Sayfa 5).
* Şiddetin dinlerle ve kültürlerle ilişkisi, dinî metinlerin yorumlanmasındaki metodolojik hatalar ve şiddetin farklı kültürlerde farklı algılanabileceği gibi konular tartışılmıştır (Sayfa 5).

**2. Şiddetin Neliği ve Kavramsal Çerçevesi (Prof. Dr. Celal Türer):**

* Şiddet, çağın dünyasında tanımı zor yapılabilen, hayatın her katmanında kendini hissettiren bir olgudur. Modernleşmeye rağmen şiddet olaylarının arttığı ve duyarsızlaşmanın yaygınlaştığı belirtilmiştir (Sayfa 8).
* Şiddet kelimesinin etimolojik kökenleri Arapça, Latince (violentus, violare), Yunanca (βίας) ve İngilizce/Fransızca karşılıklarıyla incelenmiştir. Bu kökenlerde "kuvvet," "ihlal," "sertlik" ve "zorlama" gibi anlamlar mevcuttur (Sayfa 8).
* Şiddet kavramı üç ana başlık altında ele alınmıştır:
* **Güç, kuvvet olarak şiddet:** Genellikle gayrimeşru, irrasyonel, haklı gösterilemez gücü temsil eder. John Dewey'e göre şiddet, yanlış yönlendirilmiş, yıkıcı ve zararlı bir güçtür. Güç (enerji) ve şiddet eş anlamlı değildir. Kuvvetin pozitif kullanımı şiddet sayılmazken, zarar verme amaçlı kasıtlı kullanım şiddettir (Sayfa 8-9).
* **İhlal olarak şiddet:** Şiddeti "hak ihlali" olarak tanımlama yaklaşımıdır. Bu, kişinin vücuduna veya saygınlığına yönelik ihlalleri kapsar. Ancak bu tanımın çok kapsamlı olması eleştirilmiştir (Sayfa 9).
* **Olumsuzlama olarak şiddet:** Karşı tarafı hiçe indirme, yok sayma, sınır ihlali olarak görülür. Hegel, şiddetin biri ve diğeri arasında gerçekleşen, başlangıçtan itibaren varoluşa gömülü bir olgu olduğunu ileri sürer. Ameliyat gibi olumlu sonucu belirgin olan kuvvet kullanımı şiddet olarak görülmez (Sayfa 9).
* Şiddetin kültürlerarası düzlemde ortak bir tanımının zor olduğu, farklı toplum ve zamanlarda normlara göre değiştiği belirtilmiştir. Şiddet, yapanın değil, tanık veya kurbanın gözüyle değişen bir kavramdır (Sayfa 10).
* Şiddetin nedenlerine dair psikolojik (içsel dürtü, hastalık), sosyolojik (toplumsal yapı, yetiştirilme tarzı, üretim ilişkileri) ve etiyolojik (genetik etkenler) farklı bilimsel açıklamalar sunulmuştur (Sayfa 10).
* Şiddetin her zaman bütünüyle olumsuz bir anlam taşımadığı, bazen doğal süreç olarak veya tepkisel/meşru savunma amacıyla ortaya çıkabileceği de ifade edilmiştir (Sayfa 10-11).
* Şiddetin mahiyetine tam olarak nüfuz edilemeyeceği, ancak deneyimler ve insani etkinlik alanları (din, felsefe, sanat, bilim) aracılığıyla şiddetin azaltılması için bir vasat sağlanabileceği düşüncesiyle bölüm sonlandırılmıştır (Sayfa 11).

**3. Diğer Semavi Dinlerde Şiddet (Yahudilik ve Hristiyanlıkta Şiddet Olgusu - Prof. Dr. Kadir Albayrak):**

* Din-şiddet ilişkisinin modern dünyada tekrar gündeme geldiği ve dinlerin şiddete neden oldukları yönünde yaygın bir kanaatin oluştuğu belirtilmiştir (Sayfa 14).
* **Metodolojik Çerçeve:** Bir dini anlamak için sadece kutsal metinleri değil, aynı zamanda insanların inançlarını tarihsel, kültürel ve sosyal bağlamda nasıl uyguladıklarını (metin ve bağlam) bilmek gerektiği vurgulanmıştır (Sayfa 14-15).
* Kutsalın iki yönü olduğu (Celal ve Cemal) ve Yahudilikte barış (Şalom) kavramının önemli bir yere sahip olduğu belirtilmiştir. Eski Ahit'te Tanrı sevgi, merhamet ve affedici niteliklerle de takdim edilir. On Emir'de öldürmek yasaklanmış ve gelecekteki barış dönemi tasvir edilmiştir (Sayfa 15).
* **Yahudilik ve Şiddet:** Bazı araştırmacıların Yahudiliği şiddet dini olarak nitelendirdiği ve Martin Buber'in Yahudiliğin pasifist olmadığını ifade ettiği belirtilmiştir (Sayfa 15).
* Yahudiliğin "seçilmiş millet" ve "vaat edilmiş toprak" anlayışına dayanmasının doğal sonucu olarak Eski Ahit'te çok sayıda şiddet ve savaş motifinin yer aldığı görülür. Yahudi kutsal kitabında 6 başlık altında toplanabilecek şiddet türleri listelenmiştir (Sayfa 15-16).
* Eski Ahit'te geçen (Tesniye 20:10-18) metinlerde, barış teklifini kabul etmeyen kentteki erkeklerin kılıçtan geçirilmesi, kadın, çocuk, hayvan ve malların yağmalanması emredilmekte, yedi kavmin tamamen yok edilmesi istenmektedir. Bu durum, İbranice'de "herem" (soykırım) olarak adlandırılır (Sayfa 17).
* **Yahudi Tanrısı Yehova ve Şiddet:** Yehova, Eski Ahit'te çoğunlukla savaşçı bir Tanrı motifi çizmekte (Orduların Rabbi), düşmanlarına ve hatta zaman zaman kendi halkına karşı şiddet uygulamaktadır (Mısır'dan çıkış, Altın Buzağı'ya tapanların öldürülmesi, Kızıldeniz olayı) (Sayfa 17-18).
* **Yahudi Peygamberleri ve Şiddet:** Tevrat'ta en yaygın cezalandırma biçiminin taşlayarak öldürme (recmetme) olduğu belirtilir. Musa'nın Medyenlilere karşı savaşta kadınların sağ bırakılmasına öfkelenmesi ve Altın Buzağıya tapanlardan 3000 kişiyi öldürtmesi örnek verilir. Yeşu'nun Kenan diyarında uyguladığı toplu katliamlar ve Kral Davud'un savaşları da şiddet olguları olarak zikredilmiştir. Elişa Peygamber'in çocuklara lanet okuyarak onların parçalanmasına neden olması da metinlerde yer alır (Sayfa 19-20).
* **Din Adamına Karşı Çıkmanın Cezası, Zina ve Kısas:** Tevrat'ta din adamına karşı çıkanın öldürülmesi emredilir. Zina edenlerin (karıyla, gelinle, hayvanla vb.) yakılması veya öldürülmesi, cincilik yapanların taşlanması gibi ağır cezalar yer almaktadır (Sayfa 20). Kısas prensibi ("göze göz, dişe diş") ve öküzün sebep olduğu ölümlerde sahibinin de öldürülmesi gibi hükümler de mevcuttur (Sayfa 21).
* **Yahudilik ve Kutsal Savaş:** Yahudilikte savaşlar "ilahî bir kaynak tarafından dayatılmış olanlar" (Milhemet Hova) ve "tercihe bırakılmış olanlar" (Milhemet Reşut) olarak ikiye ayrılır. Yehova'nın orduların komutanı olarak savaşlara katıldığı, bu savaşların dinsel motivasyonla yapıldığı belirtilir (Sayfa 21).
* Tannaim gibi ilk nesil Yahudi din bilginlerinin Tevrat'taki şiddet içeren hükümleri yumuşatmaya çalıştıkları ve ölüm cezasını uygulayan Sanhedrin'i "yıkıcı" olarak nitelendirdikleri, bazı ifadelerin yorumundan hareketle ölümün insan eliyle değil Tanrı eliyle olabileceğini belirttikleri ifade edilmiştir (Sayfa 21-22). "Kutsal ihlal" yönteminin, yok olma tehlikesi gibi zaruret durumlarında şiddeti mübah kıldığı da belirtilmiştir (Sayfa 22).