YÜKSEKKAYA LAW OFFICE KÜTÜPHANE

Genel

Siyasal İlahiyat

Carl Schmitt'in "Siyasi İlahiyat: Egemenlik Kuramı Üzerine Dört Bölüm" başlıklı kitabı, egemenlik kavramını hukuki, siyasi ve ilahiyatla ilişkilendiren dört ana bölümden oluşmaktadır.

**Genel İçerik:**

* **Egemenliğin Tanımı:** Egemen, olağanüstü hale karar verendir. Egemenlik, bir sınır-kavram olup, olağanüstü hal (istisna durumu) ile bağlantılıdır. Olağanüstü hal, mevzuatta öngörülmeyen, devletin varlığını tehdit eden ve hukuki normların askıya alınmasına yol açan bir durumdur. Bu durumda egemen, hukuki düzenin dışında olmakla birlikte, düzenin tümüyle askıya alınmasına karar verme yetkisine sahip olandır. Karar, normdan bağımsız bir unsur olarak öne çıkar. Bodin'in egemenlik tanımının (mutlak ve sürekli iktidar) bu karar verme yetkisiyle ilişkili olduğu belirtilir. Liberal hukuk devleti doktrininin olağanüstü hali görmezden gelme eğiliminde olduğu vurgulanır.
* **Hukuki Şekil ve Karar Sorunu Olarak Egemenlik Sorunu:** Kelsen ve Krabbe gibi hukuk kuramcıları, devleti saf hukuki düzenle özdeşleştirerek egemenlik kavramını dışlamaya çalışır. Kelsen'in normativist yaklaşımının, tüm sosyolojik unsurları dışlayarak yeknesak bir norm sistemine (hukuk düzeninin birliği) odaklandığı anlatılır. Krabbe'nin "hukuk egemenliği" kuramı da kişisel iktidar yerine manevi güçlerin ve kuralların hakimiyetini savunur. Ancak Schmitt, her somut hukuki kararın içeriğinde bir kayıt-sızlık (bağımsızlık) unsuru bulunduğunu ve kararın içeriğinin öncüllerden tam olarak türetilemeyeceğini ileri sürer. Karar verme zorunluluğu bağımsız ve belirleyici bir unsurdur. Hobbes'un "Autoritas, non veritas facit legem" (Yasayı yapan otoritedir, hakikat değil) sözü, desizyonist (karara dayalı) hukuki düşünce tipinin klasik ifadesi olarak sunulur. Kararın hukuki gücü, gerekçesinden (içeriksel doğruluk) bağımsız bir değer kazanır ve "yetki sorunu" önem kazanır.
* **Siyasi İlahiyat:** Modern devlet kuramının önemli kavramlarının (örneğin her şeye kadir Tanrı'nın her şeye kadir kanun koyucuya dönüşmesi), dünyevileştirilmiş ilahiyat kavramları olduğu tezini savunur. Olağanüstü halin hukuk için taşıdığı anlamın, mucizenin ilahiyat için taşıdığı anlama benzediği belirtilir. XVII. yüzyıl monarşisinin, tek tanrıcı (Kartezyen) Tanrı kavramındaki yapıya benzer bir yapıda olduğu, monarşinin kişisel egemenliğinin ilahiyat kıyaslarıyla desteklendiği öne sürülür. Bir çağın metafizik dünya görüşü ile siyasi organizasyonunun şeklinin aynı yapıda olduğu fikri, egemenlik kavramının sosyolojisi için temel teşkil eder.
* **Karşı-Devrimin Devlet Felsefesi Üzerine:** Karşı-devrimin devlet felsefesinde (Bonald, de Maistre, Donoso Cortes), desizyonizm ön plandadır. Bu kuramlar, insan doğasının "doğuştan kötü" olduğu tezine dayanır ve otoriter kuramları destekler. Buna karşılık anarşist kuramlar, insanın "doğuştan iyi" olduğu fikrinden yola çıkar. Liberal burjuvazinin ise bu zıtlıklar arasında bir konumda olduğu ifade edilir. Karşı-devrimci düşüncenin, düşünce tarihinin meşruluktan diktatörlüğe doğru gelişimini yansıttığı belirtilir.

**Yazar ve Eser Bilgisi:**

Kitabın yazarı Carl Schmitt (1888-1985), Almanya'nın önde gelen hukukçu ve siyaset felsefecilerinden biridir. Eser, ilk olarak 1922'de yayımlanmıştır (*Politische Theologie. Vier Kapitel zur Lehre von der Souveränität*). Türkçeye Emre Zeybekoğlu tarafından çevrilmiş ve Dost Kitabevi Yayınları tarafından yayımlanmıştır (İkinci Baskı: Kasım 2005).