KESİN SÜRE NEDİR?
Mahkemeler ve istisnai olsa da savcılıklar, taraflara kesin süre verirler. Verilen bu kesin süre içerisinde, belli bir şeyin yapılması, belli bir belgenin veya delilin sunulması gibi yargılamayı ilgilendiren bir işlemin yapılması istenir.
Ceza mahkemelerinde, mahkemece verilen bir kesin süre yoktur. Ceza yargılamalarında bazı kesin süreler vardır. Şikayete tabi suçlarda şikayet süresi, istinaf, temyiz, itiraz başvuru süreleri, savcılığın "Kovuşturmanın Yapılmasına Yer Olmadığına Dair" kararına karşı itiraz süresi gibi. Ama bunların hepsi kanundan doğan ve mahkemelerce ve/veya cumhuriyet savcılığınca verilen kesin süre değildir. Burada mahkemeler veya savcılıklarca verilen kesin süre tartışılmaktadır.
Özellikle hukuk davalarında, davanın açılması ile birlikte, davacı ve davalıya gönderilen tensip tutanağında, duruşmalarda veya ara kararlarda, taraflara kesin süreler verilir. Verilen bu kesin süre içerisinde taraflardan, bazı işlerin yapılması, bazı bilgilerin verilmesi istenir. Cevap/cevaba cevap/cevaba cevaba cevap dilekçelerinin verilmesi, delilerin sunulması, tanığı hazır etme, doktor raporu için hastaneye başvurma, bir belgenin veya kararın getirilmesi/çıkarılması, eksik harcın ödenmesi, eksik gider avansının tamamlanması gibi yargılamayı temelden etkileyen işler için mahkemeler kesin süre verirler.
Verilen bu kesin süre içerisinde istenilen işin yapılmamaması durumunda sonuçlarının ne olacağı da kesin süre ihtarında yer alır. Kesin sürede istenilen iş mazeretsiz olarak yapılmaz veya eksik yapılır ise, mahkeme işi yapılmamış sayarak, davayı buna göre karara bağlar.
Kesin süreler genellikle 2 hafta, gelecek celseye kadar gibi belirli ya da süreç olarak verilir. Eğer belirtilen süre içerisinde mahkemece istenen iş yapılamıyor ve/veya daha çok süre gerekiyor ise, bu husus derhal mahkemeye bildirilmeli, mahkemeden gerekirse ek süre istenmelidir.
Kanunca belirlenen kesin süreler, mahkemece değiştirilemez, hatta değiştirilmiş olsa dahi bir hüküm etmez. Örneğin; bir karara karşı itiraz, istinaf veya temyiz süresi kanundan farklı yazılmış ise, bu belirlemenin bağlayıcı olmayıp, kanundaki süre geçerli olacaktır. Eğer kanundaki süreden daha uzun bir süre mahkemece belirlenmiş ise, lehe yorum yöntemi ile tarafların haklarının korunduğuna dair içtihatlar bulunmaktadır.
Kesin sürelere dikkat edilmelidir. Eğer kesin süreler içerisinde mahkemece istenen işler yapılmaz ise, hak mahrumiyetine sebep olunacağı kaçınılmazdır. Bu nedenle kesin süreler gözden kaçırılmamalıdır.
Kanunen veya mahkemece belirlenen kesin süre içerisinde işlemi yapamayan kişi, bu süre içerisinde işlemi yapamaması haklı bir nedene dayanıyor ise, "eski hale getirme" adıyla bilinen yola gidilmelidir. Kesin süreyi kaçıran taraf, kesin süreyi kaçırma sebebi ile birlikte kesin sürede yapılması istenen işi de yapmak suretiyle mahkemeye başvurmalı, yapılan işlemin kesin süre içerisinde yapıldığının kabul edilmesini talep etme zorunluğu vardır. Mahkeme, eğer kesin sürede yapılması istenen işin yapılmamasına mazeret olarak gösterilen hususu, geçerli bir sebep olarak sayarsa, işlemi süresi içerisinde yapılmış sayabilecektir.
YORUM GÖNDER