EŞ TAKİBİ - DEDEKTİFLİK VE HUKUKİ DURUM
Evli kişilerin, beyinlerini/kalplerini kemiren soruların başında şüphesiz “eşim beni aldatıyor mu” sorusu gelmektedir. Giyim kuşamdan tavır değişikliği analizine, sosyal medya kullanımından telefon şifresi kavgalarına kadar uzanan bu klasik takip süreci artık bir işe yaramamakta. Çünkü Anadolu'da dendiği gibi: Minareyi çalan, kılıfını hazırlar.
Bu nedenle, yine klasik bir yöntem olan “eş takibi” öne çıkmaya başlamıştır. Önceleri eşler, kendileri bu takip işini yapmakta meraklıyken, deşifre olma ihtimalleri nedeniyle pek bir başarıya ulaşamadıkları bilinen bir gerçektir.
İşte tam bu nedenle de eş takibi için profesyonel hizmet veren ve “dedektif” olarak isimlendirilen meslek, ön plana çıkmıştır. Esasında dedektiflik, ülkemize yabancı bir meslek iken, son yıllarda gittikçe artan bir popülerliğe sahip olmaya başlamıştır. Dedektiflik mesleği dünya genelinde, eş takibinden daha grift işleri çözmekte uzman kişi veya ekipleri tarif etmekteyse de bizim ülkemizde en çok da eş takibi konusunda akla gelmektedir.
Öncelikle hemen belirtelim ki dedektiflik mesleği, hukuken yasaklanmadığı gibi, dünyanın bir çok ülkesinin aksine ülkemizde herhangi bir ekstra yetkiyle de donatılmamışlardır. Bu nedenle, yasal şartları oluşturan herkes, dedektiflik yapabilmektedir.
Eş takibi yaptırmak da hukuken kural olarak yasaklanmamıştır. Ancak takibi yapacak kişinin, takip sırasında başka suçlara bulaşma riski yüksek olduğundan, bu konuda çok bilinçli şekilde davranılması zorunludur.
Eş takibi yapan kişi; hedef kişi hakkında bilgi taplarken, fotoğraf çekerken, bazı kayıtları ele geçirmeye çalışırken; özel hayatın gizliliğinin ihlali, Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki Kanuna Muhalefet gibi bir çok suça vücut verebilir ve bu durumda sadece fail değil, iş veren olarak eş takibi isteyen kişinin de hukuki sorumluluğu doğabilmektedir. Ülkemizde tam kurumsallaşmayan dedektiflik mesleğine dair hukuki düzenleme bulunmadığından, iş veren ile dedektif arasında akdedilen bir sözleşme ile iş verenin, dedektifin işini yaparken işleyebileceği suçlardan dolayı sorumsuzluk anlaşması ile korunması, çoğu zaman mümkün olmamaktadır. İş veren; dedektifin verilen işi yaparken vücut verdiği suçlara, azmettiren veya iştirak hükümlerine göre sorumlu tutulabilir. Örneğin takip edilen eş, karşı bir cinsle (ya da eş cinsel ise aynı cinsiyle) sadakat yükümlülüğünü ihlal kanaati çıkarılabilecek derecede yakınlık kurarken çekilen bir fotoğraf, iş veren için önemli bir delil olsa da fotoğrafın kamuya açık alanda mı yoksa özel mülkiyette mi çekildiği gibi hususlar, suça vücut verebilir.
Aynı şekilde, kanunda sadece belli başlı kişilerin ulaşabileceği bilgilere (banka kayıtları, tapu bilgileri, arama kayıtları, otel konaklama bilgileri, uçak bileti gibi) dedektif ulaşabilir. Bu bilgilere ulaşmak suç olduğu gibi iş verenin bu bilgileri kullanması da ayrı bir suça vücut vermektedir.
Bu nedenle, eş takibi yapmak isteyen kişilerin, bu konuda gerçekten profesyonel çalışan, takip ve bilgi edinme konusunda hukukun izin verdiği ve yasakladığı sınırları iyi bilen, suça vücut vermeyen, iş verenin hukuki durumunu kötüye sevketmeyecek incelikleri çok iyi bilen kişilerle çalışmaları gerekmektedir.
YORUM GÖNDER