

YEREL MAHKEMELERİN SEGBİS KARŞITLIĞI VE SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI
Web sitemizde bazı yazılarımızda, ceza yargılamasında yerel mahkemelerde gerçekleşen SEGBİS ile ilgili ceza usul hukukuna aykırı işlemlerden bahsetmiştik. Ancak yeni tarihli kararlarda gerek Yargıtay Ceza Daireleri gerekse de Yargıtay Ceza Genel Kurulu, art arda SEGBİS ile ilgili kararlar vermeye devam etmektedir.
Şu hususun net bir şekilde bilinmesi gerekmektedir: Eğer sanık, yargılama sırasında cezaevinde aynı dosyadan yahut başka bir suçtan tutuklu yahut hükümlü ise ve bulunduğu cezaevi, mahkemenin yargı çevresi dışarısında ise, sanıktan "vareste / bağışık tutulma" yani celselere katılmama yönünde mahkemece kabul edilmiş bir talebi de yok ise, sanığın SEGBİS ile celseye katılması sağlanmalıdır. Bu kural, mahkemenin takdirinde olmayan, emredici bir düzenlemenin sonucudur.
Uygulamada, cezaevlerinde bulunan SEGBİS salonlarının sınırlı sayıda olması, bir çok SEGBİS isteminin bulunması, bu nedenle cezaevi SEGBİS aramalarında devamlı meşgul sinyali alınması durumunda mahkemeler, SEGBİS oturumundan vazgeçip, sanığın yokluğunda işlem tesis etmektedirler. Bu durum, hem savunma hakkının kısıtlanması hem de yüzyüzelik ilkesinin ihlaline sebebiyet vermektedir. Bu durum tespit edildiğinde, haklı olarak bozma kararları verilmektedir.
Yerel Mahkemeler, bu zorunluluğa rağmen maalesef "dosyayı daha hızlı karara çıkarma" uğruna emredici düzenlemeyi "SEGBİS ile bağlantı sağlanamamıştır, cezaevi SEGBİS hattının devamlı meşgul olması" gibi, hukuken hiçbir anlam ifade etmeyen gerekçelerle işlem tesis etmeye hatta esas hakkında mütalaa sonrası sanığa savunma hakkı tanımadan, hüküm kurmaktadırlar. Yerel Mahkemelerin SEGBİS ile bağlanma zorunluluğuna karşı uygulamada gerçekleştirdikleri bu direnç nedeniyle, yargılamalar daha da uzamakta ve hak ihlalleri artmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, önüne gelen bir dosyada, Yerel Mahkemelerin bu genel tavrına karşı, bozma kararına öğretici bir gerekçe ortaya koymuştur:
"CMK’nın 196. maddesinin birinci fıkrasında, mahkemece sorgusu yapılmış olmak şartıyla sanığın veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafiinin istemi ile sanığın duruşmalarda hazır bulunmaktan bağışık tutulabileceğinin düzenlenmiş olması, istinabe yasağı olan neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan yargılanan sanığın, istinabe suretiyle alınan ifadesinde duruşmalardan vareste tutulmayı talep ettikten sonra savunmasını esas mahkemesinde yapacağını beyan etmesi ve savunmasını daha sonraki bir tarihte esas mahkemesinde SEGBİS suretiyle yapması, savunması sırasında da duruşmalardan vareste tutulmak istediğine dair herhangi bir beyanda bulunmaması karşısında, usulüne uygun yapılmış bir vareste tutulma talebi bulunmadığı kabul edilerek yapılan incelemede; Konya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan tutuklu olarak bulunan, Mahkemece yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı 29.05.2019 tarihli son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mahkûmiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğindedir." (YCGK, 2024/538 E., 2025/320 K., Kararın tamamı için TIKLAYIN)
Hiçbir fiili engel, savunma hakkının kısıtlanmasından ödün vermeyi zorunlu kılamamaktadır. Her yargılanan kişi (sanık), savunma hakkına sahiptir ve yargı makamları bu hakkın kullanılmasını sağlamakla yükümlüdür. SEGBİS bağlantısının gerçekleşememesi nedeniyle yargılamanın uzaması, devamlı meşgul çalan cezaevi SEGBİS hatlarının sorun oluşturması, sanık savunmasını yapsa dahi kararın değişmeyeceği yönündeki yanlış ve hiçbir hukukçuya yakışmayan baskın görüş gibi gerekçelerle, savunma hakkı başta olmak üzere bir çok hak, hiçe sayılmaktadır.
Adalet Bakanlığı'nın bir çok meslek içi eğitiminde bu konudaki hassasiyeti ile istinaf ve temyiz mercilerinin yığınla bozma kararına rağmen, Yerel Mahkemelerde var olan bu "SEGBİS KARŞITLIĞI"nın son bulması ve gerekirse bu konuda disiplin soruşturmalarına işlerlik kazandırılması, artık tek çıkar yol olarak görülmektedir. 10 yılı aşkın bir süredir Yerel Mahkemelerin SEGBİS konusundaki yığınla hatalı işlemleri karşısında bu kadar sert tedbirler alınmasını önermek, hak ihlalleri nedeniyle yaşanan mağduriyetlerin yanında, çok zayıf dahi kalmaktadır.
