Site Etiketleri:
Adana Ceza Avukatı
Adana Boşanma Avukatı
Adana Avukat
Adana Ağır Ceza Avukatı
Ceza Avukatı
Adana Avukat
Boşanma Avukatı
Ağır Ceza Avukatı
Adana Ceza Avukatı
Adana Ağır Ceza Avukatı
TÜRK CEZA HUKUKUNDA HAKSIZ TAHRİK KAVRAMI
Haksız tahrik kavramı; isminden de anlaşılacağı üzere, haksız bir eylemden dolayı uğranılan tahriktir. Ceza kanunumuzda haksız tahrik kurumu, TCK md. 29'da şu şekilde düzenlenmiştir:
Haksız tahrik
Madde 29- (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Kavramın Analizi
Haksız kelimesi; "Hak ve adalete uygun olmayan" (https://sozluk.gov.tr/?ara=haks%C4%B1z), tahrik ise; "kışkırtma" (https://sozluk.gov.tr/?ara=tahrik) olarak Türk Dil Kurumu sözlüklerinde tanımlanmıştır.
Bu tanımlamalardan hareketle hâksiz tahrik kavramının tanımını şu şekilde vermemiz mümkündür: Hak ve adalete uygun olmayan bir hareketle, karşıdaki kişiyi kışkırtma.
Ceza Hukuku Açısından Haksız Tahrik
Haksız tahrik kurumunun düzenlendiği TCK md. 29'da "haksız bir fiil"den bahsedilmektedir. Kavramın sözlük karşılığında "hak ve adalete uygun olmayan" şeklinde yer alan unsur, ceza hukukuna "haksız fiil" olarak geçmiştir. Dolayısıyla, ceza hukuku anlamında bir haksız tahrikten bahsedebilmek için, tahriki oluşturduğu iddia edilen hareketin, haksız bir fiilden kaynaklanması gerekmektedir. Bu noktada karşımıza "haksız fiil" kavramı çıkmaktadır.
Haksız Fiil Nedir?
Haksız fiil; hukukun korumadığı ve neticesinde karşı tarafta bir zarar meydana getiren veya getirme ihtimali bulunan fiildir. Örneğin; vücut bütünlüğüne karşı (yaralama, öldürme vs.) suçları, mal varlığına karşı (hırsızlık, dolandırıcılık vs.) suçlar, tazminatsız işten çıkarma işlemini haksız fiile örnek olarak gösterilebilir.
Bir eylemin, haksız fiil olabilmesi için, hukuka aykırı bir fiilin öncelikli olarak bulunması gerekir. Yani haksız fiilin oluşması için, yapılan eylemin illa suç olması gerekmez, hukuken korunmayan bir fiilin mevcut bulunması gerekir. Tazminatsız işten çıkarma, maddi hasarlı trafik kazası, hukuk davalarınca talep edilebilen "haklara" yönelik eylemler ve borçlunun alacağını isteyen alacaklıyı alaya alması gibi davranışlar da (YCGK, 2023/542 E., 2025/339 K., kararın tamamı için TIKLAYIN) haksız fiile sebebiyet verebilir.
Haksız Tahrik Kavramın Hukuki Tanımı ve Şartları:
Bu konuda çok ayrıntıya girmeye yahut bu konudaki doktriner tartışmalara girmeden, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun yeni tarihli bir çok kararında tekrar edilen analizlerinden birini aktarmak, daha doğru olacağı kanaatindeyiz:
"TCK'nın 29. maddesinde haksız tahrik; "Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on sekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir." şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak kabul edilmiştir.
Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sâdır olmalıdır.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren TCK'da, 765 sayılı Kanun'da yer alan ağır – hafif tahrik ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlemediği önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.
Evrensel bir ceza hukuku ilkesi olan kuşkudan sanık yararlanır prensibi uyarınca bir olayda ilk haksız hareketin sanıktan mı, yoksa maktul ya da mağdurdan mı kaynaklandığının her türlü şüpheden uzak ve inandırıcı delillerle kanıtlanamaması hâlinde, oluşan kuşku sanık lehine yorumlanarak sanığın TCK'nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünden yararlandırılması gerektiği hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamakta ise de bu kabulün dosya kapsamından anlaşılan olayın gerçekleşme biçimine, somut olayın özelliklerine ve hayatın olağan akışına uygun düşmesi zorunluluğu karşısında her olayın kendine özgü koşulları değerlendirilerek bir sonuca varılması gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır." (YCGK, 2023/602 E., 2025/334 K. [kararın tamamı için TIKLAYIN]; 2023/370 E., 2025/178 K. [kararın tamamı için TIKLAYIN])
Yargıtay Tarafından Haksız Fiili Sayılan ve Sayılmayan Bazı Haller
-"Sanığın eylemini maktulden kaynaklanan ve kardeşine yönelen silahla kasten yaralama şeklindeki haksız eyleminin meydana getirdiği hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında gerçekleştirdiği ve hakkında TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiği" (YCGK, 2023/602 E., 2025/334 K.) [Kararın Tamamı İçin TIKLAYIN]
-"... ödeme gücü bulunduğu hâlde sırf kendi menfaati yahut alacaklıyı zor durumda bırakmak için borcun keyfi biçimde ödenmemesi, alacaklıdan mal kaçırılması, gerçeğe aykırı beyan veya vaatlerde bulunulması, borcun istenmesi sırasında alaya alma ve hakaret etme gibi davranışların haksız tahrik oluşturan bir fiil olarak kabulü mümkün olmakla birlikte salt borcu ödeyememenin haksız tahrik oluşturan bir fiil olarak kabulü mümkün değildir., ... hukuk mahkemelerinde hâlli gereken bir borç ilişkisinin mevcudiyetinin de başlıbaşına haksız fiil olarak kabulünün mümkün bulunmaması," (YCGK, 2023/542 E., 2025/339 K.) [Kararın Tamamı İçin TIKLAYIN]
-"Sanık ...’ın resmî nikâh kıymaksızın birlikte yaşadığı tanık ...’e sürekli şiddet uygulaması üzerine ...’in olay tarihinden 4 yıl kadar önce sanıktan ayrılarak bahse konu fiilî ilişkisini sonlandırmış olması, ...’in olaydan 3 ay kadar önce maktul ile rızası doğrultusunda birlikte yaşamaya başlamasının ... yönünden sadakat yükümlülüğünün ihlali olarak kabul edilememesi, zira Türk Medeni Kanunu’nun 185/3. maddesinde bu yükümlülüğün sadece eşlere yüklenmiş olması; TCK’nın 29. maddesinde ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için mağdur veya maktulden kaynaklanan ve sanığa yönelen bir haksız fiilin olmasının gerekmesi, somut olayda ise maktulün, sanıktan 4 yıl önce ayrılıp fiilî ilişkisine son veren ... ile ilişki yaşamasının açıklanan nedenlerle hukuk düzenince korunan bir haksızlık olarak değerlendirilmesinin mümkün olmaması karşısında; maktul ...’den kaynaklanıp sanık ...’a yönelen herhangi bir haksız fiil bulunmadığı, sanığın cezadan kurtulmaya matuf, rapor ve tanıklarla ispatlanamayan soyut darp ve hakaret iddialarına da itibar edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle; şarta bağlı olmaksızın olay tarihinden günler önce aldığı öldürme kararı doğrultusunda olay günü maktulü tasarlayarak öldüren sanık ... hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşmadığı..." (YCGK, 2023/370 E., 2025/178 K.) [Kararın Tamamı İçin TIKLAYIN]
- "Ev içerisinde yaşanan ve tanığı bulunmayan tartışmada, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunun tespit edilemediği gözetildiğinde; şüpheli kalan bu hâlin sanık lehine değerlendirilerek, TCK'nın 29. maddesi gereğince sanığın cezasında asgari düzeyde bir ceza indirimi yapılması yerine yazılı şekilde haksız tahrik hükmünün uygulanmamasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu kabul edilmelidir." (YCGK, 2024/240 E., 2025/153 K.) [Kararın Tamamı İçin TIKLAYIN]
- "... maktulün önce tehdit ile para talep edip devamında sanığa silah doğrultması nedeniyle eylemin haksız tahrik altında işlendiği kabul edilmelidir." (YCGK, 2022/279 E., 2025/75 K.) [Kararın Tamamı İçin TIKLAYIN]
- "(31.08.2017 tarihinde gerçekleşen olay için) Katılanın, 26.05.2016 tarihli eyleminde sanığı böbrek kaybına neden olacak şekilde yaralaması sebebiyle incelemeye konu olay bakımından sanık hakkında haksız tahrik koşullarının oluştuğunda tereddüt bulunma(mamaktadır)." (YCGK, 2023/320 E., 2025/76 K.) [Kararın Tamamı İçin TIKLAYIN]
- "Sanıkla mağdur arasındaki boşanma davası sürecinde devam eden eşler arasındaki fiili ayrılık sürecinin sadakat yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, sanığın öncesinde mağdura şiddet uygulamasının maktule yönelik bir haksız hareket olmadığı, vuku bulan bu fiili ayrılık öncesinde akrabası olmasına rağmen sanığın eşi mağdur ile duygusal bir yakınlığı olan ve sonra sanığın eşi mağduru kadın sığınma evinden alarak birlikte yaşamaya başlayan, hatta boşanmasını beklemeden cinsel ilişkiye girerek mağduru hamile bırakan maktulün bu davranışlarının sanığa karşı haksızlık içerdiği, hatta bu süreçte maktulün sanığa aşağılayıcı mesajlar gönderdiği, maktulün babası ve ailesinin bu görüşmeler sırasında sanığın psikolojisini bozacak ve tahrik edecek boyutta sarf ettiği cümlelerin sanığın öfkesini daha da artırdığı, en sonunda mağdurun maktulden hamile kaldığını öğrenen sanığın üzerindeki psikolojik baskının daha da artmasıyla maktulü öldürme kararı aldığı, kendisini sosyal medyadan takip ettiğini bilen maktulün, hamile bıraktığı sanığın resmi nikahlı eşi mağdur ile canlı yayın yaptığının anlaşılması karşısında; sanığın tasarlayarak kasten öldürme suçunu maktulden kaynaklı haksız davranışların üzerinde yarattığı ve giderek artan öfkeyle şiddetli elemin etkisi altında işlediği, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde asgari oranda haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği kabul edilmelidir." (YCGK, 2024/12 E., 2025/64 K.) [Kararın Tamamı İçin TIKLAYIN]
- "Sanık ...’in eşi mağdur ...’la maktul ... arasındaki ilişkiyi olaydan kısa süre önce öğrenmesi, maktulün yaklaşık bir yıl misafir edildiği evde sanığın eşi ile cinsel ilişkiye girmek ve bu ilişkiyi uzun bir süre sürdürmek suretiyle evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğünün ihlal edilmesinde pay sahibi olması, nüfusta sanık ... adına kayıtlı bir yaşındaki ...'i sanığın eşi mağdur ... ile birlikte kaçırması şeklinde gelişen ve maktulden kaynaklanıp sanık ...’e yönelen haksız eylemlerin niteliği bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanık ...’in maktule yönelik eylemini, ait olduğu toplulukta saygınlık ve itibar kazanmak, hoş görülüp korunmak amacıyla ve görev bilinciyle hareket ederek gerçekleştirmediği, bu kapsamda kasten öldürme suçuna azmettirmeyi töre saiki ile işlemediği, bununla birlikte maktulden kaynaklanan bahse konu haksız davranışların yol açtığı hiddet ve şiddetli elem sonucu gerçekleştirdiği eylemlerinin haksız tahrik altında tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirmeyi oluşturduğu kabul edilmelidir." (YCGK, 2022/613 E., 2025/43 K.) [Kararın Tamamı İçin TIKLAYIN]
- "olay tarihinden on gün önce başlayan ve olaydan hemen önce de tekrarlanan, sahibi oldukları otomobili gürültü çıkarması için motoru kasten zorlayarak sürmek, çevredekilere açık tehlike oluşturacak şekilde aracın süratle yolda savrulmasına neden olmak için manevralar yapmak, böyle davranmamaları konusunda uyarılmaları üzerine de kavga çıkarak sanıkları darbetmek biçimindeki maktullerden kaynaklanan ve sanıklara yönelen haksızlık oluşturan eylemlerin sanıklar yönünden haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir." (YCGK, 2022/531 E., 2025/21 K.) [Kararın Tamamı İçin TIKLAYIN]
- "Suça sürüklenen çocuk ...'nın, babası ... ile birlikte araba kiralama işiyle iştigal ettiği, kiralanan bir aracın zamanında teslim edilmesi nedeniyle çıkan tartışma sırasında ...’ın maktul ...’in oğlu ... ...’i bıçakla yaraladığı, ...’ın ailesinin ...’ın ailesine bir miktar para vermesi üzerine ...’ın şikâyetinden vazgeçtiği, 16 gün tutuklu kalan ...’ın tahliye olduğu, aileler arasında bu şekilde bir süre yatışan husumetin yeniden şiddetlenmesiyle ... ...’in 08.07.2017 tarihinde suça sürüklenen çocuk ...’ın babası ...’yı tabancayla ateş ederek öldürdüğü, bu olay nedeniyle ...’ın babası maktul ... hakkında da tasarlayarak öldürme suçuna azmettirme iddiasıyla kamu davası açıldığı, maktulün kuvvetli suç şüphesi gerekçe gösterilerek tutuklandığı ve 7 ay sonra tahliyesine karar verildiği, tahliye olduktan sonra maktulün suça sürüklenen çocuğun mahallesinde bulunan kahvehaneye giderek "Babası öldü, sıra kendisine gelecek!" şeklinde sözler sarf ettiğinin kahvehaneyi işleten tanık ... tarafından ifade edildiği, tahliye olan maktulün olay günü aynı olay nedeniyle tutuklu bulunan oğlu ...’ı cezaevinde ziyarete gittiği, suça sürüklenen çocuk ...’ın ise cezaevi bahçesinde gelmesini beklediği maktul ...’i tabancayla iki el ateş ederek öldürdüğü kabul edilen olayda;
Maktulün, suça sürüklenen çocuğun babasının olaydan yaklaşık 10 ay önce öldürülmesi suçuna azmettirme suretiyle iştirak ettiği iddiasıyla yargılanması, bu suçu işlediğine yönelik kuvvetli suç şüphesi nedeniyle 7 ay kadar tutuklu kalması, tahliye olduktan sonra da suça sürüklenen çocuğun tanıdıklarının da olduğu kahvehanede "Babası öldü, sıra kendisine gelecek!" şeklinde tehdit içeren sözler sarf etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; suça sürüklenen çocuğun eylemini maktulden kaynaklanan, kendisi ve ailesine yönelen bu haksız söz ve eylemlerin meydana getirdiği hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında gerçekleştirdiği ve hakkında TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiği kabul edilmelidir." (YCGK, 2022/594 E., 2025/22 K.) [Kararın Tamamı İçin TIKLAYIN]