

SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜT KURMA SUÇUNDA KAST
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, TCK md. 220. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiştir.
"Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar … cezalandırılır."
Kanun metni gayet açıktır. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun manevi unsuru, açıkça "kanunun suç saydığı fiilleri işlemek" kastıyla, bir örgüt kurmaktır.
Peki kast nedir?
TCK md. 21/1-2. cümlede, ceza hukuku anlamında kastın ne anlama geldiği açıklanmıştır.
"Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir."
TCK md. 21/1-2. cümleden hareketle, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun kast unsuru şu şekilde ortaya konulabilir:
"Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda kast, kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla, en az 3 kişiden oluşmuş, kendine özgü hiyerarşisi bulunan bir örgüt kurmaya yönelmiş iradedir."
Bu tanımdan hareketle, kanunun suç saymadığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan örgütler, TCK md. 220 dahilinde değerlendirilmeyecektir. Örneğin, 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu'nda yer alan fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgütün, TCK md. 220 dahilinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Kabahatler Kanunu'nda düzenlenen dilencilik yapmak, kaldırım işgal etmek, kamuya ait duvar veya alanlara afiş asmak gibi fiilleri işlemek amacıyla, emir komuta zinciri içerisinde hareket eden, en az 3 veya daha fazla kişiden oluşmuş bir örgüt kurmak, TCK md. 220 dahilinde bir "suç örgütü" yapılanması olarak değerlendirilemeyecektir.
TCK md. 220 dahilinde bir suç örgütü kurma suçu oluşabilmesi için, kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla, örgüt kurmak gerekmektedir. Peki örgüt nedir?
Örgütün belli başlı özellikleri vardır. Öncelikle, TCK md. 220/1-son cümlede "örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması" açıkça belirtilmiştir. Demek ki, TCK md. 220'de belirtilen "suç işlemek amacıyla" kurulan örgütün birinci özelliği, örgütün üye sayısının en az 3 kişi olmasıdır.
TCK md. 220 dahilinde değerlendirilebilecek örgütün bir diğer özelliği, TCK md. 220/7'deki düzenlemeden çıkmaktadır. Madde metninde "hiyerarşik yapı"dan bahsedilmektedir. Demek ki kanun koyucu, TCK md. 220 dahilinde bir örgüt yapılanmasında, hiyerarşik bir yapının varlığını zorunlu görmektedir.
Hiyerarşik yapı, üst-ast ilişkisi şeklinde tanımlanabilecek bir yapılanmayı ifade eder. Yargıtay bir çok kararında, bu hiyerarşik yapının çok sert olabileceği gibi, zayıf da olsa hiyerarşik sayılabilecek yapılanmaları, örgüt olarak değerlendirmiş, her örgütün hiyerarşik yapısının kendi özel durumuna göre tahlil edilmesinin gerektiğini vurgulamıştır.
Gerek doktrinde gerekse de Yargıtay'ın içtihatlarında; örgütün hiyerarşik yapısının üzüm salkımı gibi yukarıdan aşağıya, piramitsel yapılar şeklinde olabileceği ancak, bal peteği gibi birbirine temas eden hücresel yapılanmalar şeklinde de suç örgütlerinin bulunduğu belirtilmiştir.
TCK md. 220 dahilinde değerlendirilebilecek örgüt yapılanmasının tartışmalı bir unsuru ise; TCK md 220/8'de dolaylı olarak belirtilmiştir. "Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlere" sahip olması. Ancak, bu husus tartışmalıdır. Zira her suç örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlere sahip olması, beklenemez. Cebir, tehdit, şiddet içermeyen (öreğin; kaçak mazot sevkiyatı yapan, diğer yandan da illegal bahis oynatan, aynı zamanda da hırsızlık ve dolandırıcılık gibi) suçları işleyen bir suç örgütünün, sırf içerisinde cebir, şiddet, tehdit bulunmayan suçlar işlemesi nedeniyle cezalandırılmaması düşünülemezdir. Bu nedenle, bir suç örgütünün mutlaka cebir, şiddet veya tehdit niteliğinin bulunmasının zorunlu olduğunu söylemek, yanlış olacaktır.
Bu sayılanlar dışında, suç örgütlerinin doğası gereği taşıması gereken unsurlar vardır. Amaç suçları işlemeye elverişli araçlara sahip olmak, amaç suçların örgütün fiili yapısına uygun olması gibi mantıksal unsurlar bu başlık altında sayılabilir.
İşte unsurlarını kısaca anlatmaya çalıştığımız TCK md. 220'de düzenlenen suç örgütü yapılanmasını, kanunun suç saydığı fiilleri işlemek için en az 3 kişi olarak kuran, bu kurma fiilini bilerek ve isteyerek gerçekleştiren, "patron benim" havası estirmenin yeterli olmayıp, kendisinin "patron" olduğunu açıkça ilan eden, kurduğu örgütün her kademesinde "örgütün en üstündeki adam" olarak tanınan kişi, suç işlemek amacıyla örgüt kurma kastıyla hareket etmiştir demek, yanlış olmayacaktır.
Her ne kadar doktrinde tartışmalı olsa da, yukarıdaki bilgiler ışığında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun "özel bir kast" taşıması gerektiğini söylemek, yanlış olmayacaktır. Failde, kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla, kendisi de dahil en az üç kişiden oluşacak, belli bir hiyerarşiye sahip örgüt kurma kastı olmalıdır. Genel kast ile suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun işlenebileceğini söylemek, kanaatimizce mümkün değildir (Aynı yönde bknz: Adem SÖZÜER (2002), “Çıkar Amaçlı Suç Örgütü Kavramı ve Özel Yargılama Önlemlerinin Türkiye Boyutları” Panel, Avrupa Birliği’ne Uyum Süreci Bağlamında Organize Suçlulukla Mücadele Paneli, İstanbul, s. 54.).
Anlatılan bu hususlar dahilinde, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun olası kast ile işlenemeyeceği de tekrarı gereksiz bir hatırlatıştır.
Değinilmesi gereken bir başka konu da yeni nesil sanal dünyada yeşeren suç örgütleridir. Teknolojinin gelişmesiyle, yeni nesil suç örgütleri türemiştir. Bu tip suç örgütlerinin Türkiye'deki varlığı konusunda tartışmalar bulunsa da dünyada yeni nesil suç örgütlerine yönelimin artması, yakında ülkemizde de bu tip örgütlerin sayısının artacağına işaret etmektedir.
Bahsi geçen yeni nesil suç örgütlerinin yapılanmasında, örgütte çok sert bir hiyerarşi bulunmakta ve örgütün kurucusu ve daimi lideri, kimliğini asla deşifre etmemektedir. Kendini deşifre etmemek için bir çok teknolojik koruma sağlayan örgüt kurucusu; VPN kullanma, tek kullanımlık numaralarla web tabanlı (Whatsapp gibi) uygulamalar üzerinden iletişime geçme, çeşitli şifrelerle haberleşme, kriptopara gibi blockchain üzerine kurulu ve takibi imkansız olan yollarla ödeme yapma, suç işleme talimatlarını bu gizliliğe dayalı olarak verme gibi yöntemler kullanmaktadır.
Önceden örgüt kurucusu, yöneticisi veya üyeleri, emniyet takibine yakalanmamak amacıyla bu tip izlenemeyen yöntemlerle hareket eder iken, yeni nesil suç örgütleri tüm tanımlamalarını "sanal ve takip edilmesi çok zor olan veriler" üzerine inşa ederek, yepyeni bir dünyanın kapısını aralamışlardır.
İşte bu yeni nesil suç örgütlerinde yer alan örgüt kurucusu olarak bir kişinin sorumlu olabilmesi için, bu yönde özel kastı yani yukarıda bahsedilen şekilde kendisi dahil en az 3 kişiden oluşmuş, hiyerarşik yapıya sahip, kanunun suç saydığı fiilleri işlemeye yönelik bir yapılanma kurma kastını ortaya koyması gerekmektedir. Örgüt kurucusunun; takma isim kullanması, gerçek kimliğini örgüt içerisinde kimsenin bilmemesi, sanal dünyada iz bırakmadan (blockchain, kriptopara, web tabanlı uygulamalar vs.) hareket etmesi, sonucu değiştirmeyecektir. Bu belirtilen faaliyetler, örgüt kurucusunun kendisini gizleme yöntemleri olup, suç örgütü kurma yönündeki özel kastını ortadan kaldırıcı nedenler değillerdir.
