YARGITAY KARARLARI PENCERESİNDEN "SUÇ İŞLEMEYE TAHRİK" SUÇU
YARGITAY KARARLARI PENCERESİNDEN "SUÇ İŞLEMEYE TAHRİK" SUÇU
0 Yorum
15406
03-02-2025

Son zamanlarda, özellikle sosyal medya paylaşımlarının etkisinin keşfedilmesi ve sosyal medya paylaşım etkileşiminden para kazanılmaya başlanması sonrasında, insanların etkileşim artırma adına bir çok suça vücut veren söylemlerde bulundukları, net bir şekilde görülmektedir. Hakaret, tehdit, halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit, suçu ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama, kanunlara uymamaya tahrik, halkı yanıltıca bilgiyi alenen yayma gibi bir çok suç, son 10 yılda pik yapmış durumdadır.

Sosyal medyanın bu etkisini keşfeden legal (siyasi partiler, STK'lar, meslek odaları, sendikalar vs.) ve illegal (terör örgütleri vs.) örgütlenmeler, olumlu bir çok konuda bu etkinin nimetlerinden faydalanmaya çalıştıkları gibi, olumsuz bir çok durumda da bu etkinin gücünü kullanarak, suç işlemektedirler.

Etkileşim kasarak suç işleyen tecrübeli profesyoneller, kimliklerini gizleyici tedbirler alır iken, bir çok kimliği belirlenebilir olan kullanıcı bu paylaşımların anlık etkisi ile yorum yapma yahut tekrar yayınlayarak kendi görüşlerini dile getirme veya baştan yepyeni bir paylaşımla suç unsuru içeren sözleri tekrar gafletine kapılmaktadırlar. Olayın sıcaklığı geçince de bu fiillerinden pişman olsalar da bunun hukuk karşısında bir değeri olmamaktadır. Zira yukarıda bahsedilen suçların hepsi, işlendiği an oluşan suçlardır ve paylaşımın silinmesinin suçun oluşmaması veya etkin pişmanlık gibi cezayı indiren yahut kaldıran hallere bir etkisi bulunmamaktadır. (8. Ceza Dairesi, 2023/1464 E.,2023/7909 K.) Ancak Yargıtay, kast incelemesi yaparken failin paylaşımını kaldırmasını lehe olarak değerlendirmektedir. (8. Ceza Dairesi, 2022/917 E.,2023/5735 K.)

Gerçekten bu fiillerin suç olduğunu bilen kişilerin, bu tip suç oluşturan paylaşımlar yapmadıkları ancak bilmeyen, habersiz olanların ise bu tuzağa çekildiğine şahit olmaktayız. Biz bu makalemizde, "suç işlemeye tahrik" suçu hakkında bilgilendirmede bulunarak, gerek uygulayıcı hukukçuların gerekse de sosyal medyayı etkin kullanan kişilerin farkındalığını artırmaya çalışacağız.

Kanuni Düzenleme:

TCK md. 214 : (1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı silahlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik eden kişi, onbeş yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Tahrik konusu suçların işlenmesi halinde, tahrik eden kişi, bu suçlara azmettiren sıfatıyla cezalandırılır.

Failinin Belirlenebilir Olmayan Kişileri Tahrik Etme Zorunluluğu:

Suç işlemeye tahrik suçunun faili herkes olabilir. Ancak bu suçun oluşabilmesi için ilk şart failin, belirli olmayan kimseleri suç işlemesi için alenen tahrik etmektir. (8. Ceza Dairesi, 2022/917 E.,2023/5735 K.)

Somut olarak belirlenebilen kişilere karşı yapılan söylemler, bu suçu vücut vermeyecektir. Örneğin; bir siyasi partinin, bir STK'nın, bir sendikanın, bir terör örgütünün üyelerine has yapılan bir söylemle suç işlemeye tahrik edilme söylemleri, TCK md. 214'de oluşan suça değil, başka suçlara vücut verebilecektir. Aynı şekilde bir yerde toplanan ve orada bulunan kişilere çağrı niteliğindeki suç işlemeye tahrik niteliğindeki sözler de TCK md. 214'de düzenlenen suça vücut vermeyecektir. 

Nitekim Yargıtay bir çok kararında bu unsuru dile getirmiştir:

"... sanığın olay yerine toplanan kalabalığa hitaben ''toplanın bizi yakalıyorlar, bugün bize yarın size, sessiz kalmayın'' şeklinde söylediği kabul olunan bu sözlerinin görevi yaptırmamak için direnme esnasında söylenen sözlerden ibaret olup, tek başına suç işlemeye teşvik edici niteliğinin bulunmadığı" (8. Ceza Dairesi, 2019/5494 E.,2019/15323 K.)

"... sanığın 'bunlar TC polisleri, bizim mallarımızı almaya çalışıyorlar, bizim hakkımızda işlem yapmaya çalışıyorlar' sözlerini söylediği ancak sanığın olay yerine toplanan kalabalığa hitaben bu sözleri söylediği iddia olunan bu sözlerin atılı suçun yasal unsurlarını oluşturmayacağı, kamu görevlisine karşı görevi yaptırmamak için direnme suçunun şartlarının oluştuğu..." (8. Ceza Dairesi, 2018/10140 E., 2019/643 K.)

"Sanık ...'ın diğer sanık ...'in tutukluların serbest bırakılması için kendini yakmaya çalıştığı sırada ''devleti yak, kendini ne yakıyosun, devleti öldür, devlet mi var zaten rüşvetini cebine koyuyo, karnı doyuk'' şeklindeki söyleminin; sanık ...'nin katılan ...'ın aracının altına molotof geldiği sırada'' beyler toplanın, gün bugündür, bırakın yansın'' şeklindeki söylemi ve sanık ...'nin katılan ...'a ait aracın üstüne çıkıp'' erkek olan çıksın'' şeklindeki sözlerinin görevi yaptırmamak için birlikte direnme esnasında söylenen sözlerden ibaret olup, tek başına suç işlemeye teşvik edici niteliğinin bulunmadığı" (8. Ceza Dairesi,2017/13790 E., 2019/3166 K.)

"... sanığın ekip aracına bindirilmekte olduğu sırada olay yerinde bulunan vatandaşlara hitaben söylediği sözlerin halkı suç işlemeye tahrik suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği ..."  (8. Ceza Dairesi,2014/37720 E.,2015/21751 K.)

Failin Belirlenebilir Olmayan Kişileri Suç İşlemeye Tahrik Etmesi Gerekir:

5237 sayılı Kanun'un 214 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suç işlemeye alenen tahrik suçunun işlenmesi için failin belirli olmayan kimseleri suç işlemesi için alenen tahrik etmesi gerekmektedir.

Failin, işlenmesi için tahrikte bulunduğu eylem bir "suç" olmalıdır. Suç, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu veya Türk Ceza Kanunu dışındaki yasalarda, yaptırım olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis, hapis veya adli para cezasını gerektiren eylemleri ifade etmek için kullanılır. Bu suçun, hangi kanunda düzenlenmiş olduğunun ve cezasının miktarının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Ancak bir eylemi suçu haline getiren Kanun'un yayınlanmış olması bu eylemin suç olarak nitelendirilebilmesi için yeterli olmayıp, ayrıca o hükmün yürürlüğe girmesi de aranacağından, bir eylemin suç olarak düzenlenmesi değil, suç olarak yürürlüğe girmiş olması aranmalıdır. Ayrıca failin işlenmesi için belirsiz kimseleri tahrik ettiği fiil kabahat ise, eylem suç işlemek için tahrik suçunu oluşturmayacaktır. Örneğin fail, emirlere riayetsizlik oluşturacak bir eylemi belirsiz kimselerin işlemesi için tahrikte bulunmuş ise, eylem bu suçu oluşturmayacaktır. Suç işlemeye tahrik suçunun işlenebilmesi için, tahrik edilen suçun belirli bir suç olması gerekir. Ancak failin tahrik edilen suçla ilgili kanuni unsurlarını, suçun adını vermesine, suçun ne zaman, nerede işlenmesi gerektiğini belirtmesine gerek yoktur. (8. Ceza Dairesi, 2023/1464 E.,2023/7909 K.)

Tahrik Unsuru:

Bu suçun işlenebilmesi için failin, suç işlenmesi için tahrikte bulunması gerekir. Tahrik, kışkırtma, harekete geçirme, sevketme, akılda olan veya olmayan bir hususun fiiliyata dökülmesi için uyarma anlamlarına gelebilir. Doktrinde tahrik "tahrik edilen suçun gerçekleşmiş olup olmamasının önemi olmadan, bir kimsenin suç işleme amacına yönelik olarak diğer kişiyi etkilemesi, suça hazırlaması ve bu saik ile hareket etmesi" olarak tanımlanmıştır. Tahrik, failin kasten, doğrudan doğruya, üçüncü kişiler üzerinde bir suçun işlenmesi konusunda, yine üçüncü kişilerin karar vermesini temin eden, sağlayan hareketlerdir. Tahrik aynı zamanda, muhatabına yönelik olarak belirli bir suçu işlemesi için alması gereken mesaj anlamını da taşımaktadır. Tahrikçi bir suçun işlenmesini istemekte, ancak bu suçu belli nedenlerle kendisi işlememekte, toplumdaki belli olmayan üçüncü kimselere işletmeye, onlarda suç işleme iradesinin oluşmasını sağlamaya çalışmaktadır. Tahrikçi bu eylemde bulunmakla, kendisini ortaya koymakta, içindeki suç işlemek ve işletmek düşüncesi açığa çıkarmaktadır. Burada tahrik edilen suçun işlenip işlenmemesi önemli değildir, işlenmesi ihtimali toplumun dengesini bozmakta, barışımı zedelemektedir. Bu nedenle anılan eylem suç sayılarak, failin cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Sözlerin tahrik niteliğinde olup olmamasını, söyleyen kimsenin hangi ortamda söylediği veya tahrik için söyleyip söylemediğinden ziyade, o sözlerin objektif olarak suç işlemeye tahrik edici nitelikte olup olmadığına göre belirlenmesi gerekir. Ayrıca objektif nitelikte tahrik oluşturmayan bazı hareketler bir kimse tarafından aşırı hassasiyet gösterilerek tahrik kabul edilip suç işlense bile, failin eylemi suç olarak nitelendirilmeyecektir. (8. Ceza Dairesi, 2023/1464 E.,2023/7909 K.)

Tahrik unsuru bakımından Yargıtay, zaman hususunda hassas davranmaktadır.

"... " SON DAKİKA ... ***'DEN SOKAĞA ÇIKMA ÇAĞRISI " şeklinde paylaşım yapmak suretiyle atılı suçu işlediği … ülkemiz tarihine 6-8 Ekim 2014 olayları olarak geçen ve birçok ilimizde *** yandaşlarının eylemlerinden kaynaklı olarak yaşanan sokak çatışmalarında 53 vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan hararetli ve gergin dönemde yaptığı özellikle sokağa çıkma çağrısına dair paylaşımı ile suç işlemeye tahrik etme suçunu işlediği..."(8. Ceza Dairesi 2021/18784 E., 2024/8088 K.)

"... sanığın Facebook isimli sosyal medya hesabından sayısı belirsiz kişileri özellikle "..ayaklanalım,.. asssınlar...,kaçtane delikanlı arkadaşımız var görelim.. " şeklindeki ve eleştiri sınırlarını fazlasıyla aşan "olay ve olgular" bölümünde detaylandırılan diğer ifadeleriyle suç işlmeye tahrik suçunu işlediği anlaşılmaktadır. Ayrıca; 15.07.2016 tarihli hain darbe teşebbüsünden bir gün sonra sanığın yaptığı bu paylaşımın ülkedeki gerginlik sebebiyle açık ve yakın tehlikeye sebep olacağı da açıktır." (8. Ceza Dairesi, 2021/16874 E., 2024/6916 K.)

"... Suriyelilerin küçük bir kıza tecavüz etmelerinden kaynaklanan bir haberden dolayı sanığın sosyal paylaşım sitesi üzerinden "arkadaşlar Konya'da toplanılsın Mevlana'nın orda bunların dükkanı bakkalı berberi yani bunların mahallesi var dağıtalım taş üstüne taş koymayalım ibrete alem diye kimlerde yürek var hadi bakalım" şeklindeki ifadeleri yazıp yayınlayarak suç işlemeye alenen tahrik suçunu işlediği... " (8. Ceza Dairesi, 2023/3190 E., 2023/10685 K.)

Yargıtay, tahrik unsurunu araştırılırken, sanığın sözlerinin objektif olarak değerlendirilmesi ve iyi analiz edilmesi uyarısında bulunmakta, amaca uygun yorum yapılmasına dikkat etmektedir. Nitekim Yargıtay bir kararında, sanığın söylemlerinin sert ve ters sözlerden oluşsa da amacının kaosu önlemek olması hasebiyle beraat kararı verilmesine hükmetmiştir:

"... sanığın kastının halkı suç işlemeye tahrik niteliğinde olmadığı hususu, özellikle "haberi yapan gazete kaostan besleniyor, biz bu oyuna gelir miyiz, gelmeyiz" şeklindeki bilirkişi çözüm tutanağına geçen ifadelerinden anlaşılmaktadır. Bu ifadeler ile sanığın kastının halkı suç işlemeye tahrik etmek olmadığına; aksine kaos yaşanmaması için toplumu uyarmak olduğu..." (8. Ceza Dairesi, 2023/4147 E., 2024/2010 K.)

Diğer Suçlarla İrtibat:

Maddenin birinci fıkrasında düzenlenen suç, genel ve tamamlayıcı bir suçtur. Failin eylemi başka suçları oluşturmakta ise, artık birinci fıkradaki suç oluşmayacaktır. Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 214 üncü maddesindeki suç da, aynı Yasanın 216 ncı maddesinde düzenlenen halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçuna göre daha özel nitelikte bir suçtur, 214 üncü maddedeki koşullar gerçekleştiğinde aynı Yasanın 216 ncı maddesi hükmü uygulanmayacaktır. (8. Ceza Dairesi, 2023/1464 E.,2023/7909 K.)

Yargıtay Ceza Genel Kurulu; 765 Sayılı Kanun döneminde verdiği eski tarihli bir kararında, bu hususa ilişkin aydınlatıcı bir karara imza atmıştır. Kararın büyük bir bölümünü, konunun daha net anlaşılması amacıyla paylaşıyoruz:

"13.04.2004 günü DEHAP Mardin İl Teşkilatı tarafından hazırlanan ve Nusaybin ilçesinde Mardin DEHAP İl Başkanı olan sanık Rıdvan O.....'ün yaptığı basın açıklamasının "Basına ve Kamuoyuna" başlıklı olup, içeriğinde;

"Dünyada ve ülkemizde son dönemlerde demokratikleşme yönünde esen havanın ABD.nin Irak'taki şiddeti artırmasıyla ve bir türlü istikrarı sağlamamasıyla Ortadoğu'yu Saddam diktatörlüğünden çok daha tehlikeli dönemlerin beklediği sinyallerini vermektedir ve bu şiddet cenderesine ABD ve AB ülkemizi de çekmek istemektedirler. Bunun en güçlü ve somut örneği AB.nin KONGRA-GEL.i terörist listesine almasıdır.Son derece talihsiz olan bu kararın halklarımıza hiçbir şekilde fayda getirmeyeceği ve tekrar çatışmalı bir sürecin başlayacağı yönünde bizleri kaygılandırmaktadır. AB, ABD ve AKP hükümeti arasında Kıbrıs sorununun çözümü karşılığında alınan bu kararın AKP hükümetinin canım ciğerim dediği Kürtlere bakış açısının inkar ve imha temelinde olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. AB.nin ülkemizi on yıl, onbeş yıl öncesinin çatışmalı ortamına götüreceği bu kışkırtıcı kararını şiddetle kınıyor ve tüm basını kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz" söylemi yer almaktadır.

Bu basın açıklaması nedeniyle sanık hakkında cürmü övmek suçundan dolayı 765 sayılı TCY.nın 312/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmiştir.

Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki hukuki uyuşmazlık, somut olayda sanık tarafından yapılan basın açıklaması içeriğinin suç oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

765 sayılı TCY.nın 312/1. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için, yasanın suç (cürüm) saydığı bir eylemin övülmesi veya iyi görüldüğünün söylenmesi ya da halkın yasalara uymamaya tahrik edilmesi, bunun da aleni olarak yapılması gerekir.

3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 1. maddesinde, "terör" tanımı ayrıntılı bir şekilde yapılmıştır. Yargısal kararlarla da kabul edildiği üzere, anılan maddede belirtilen terör eylemleri ile amaç veya yöntem yönünden bağlantısı hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanıtlanan PKK'nın, silahlı bir terör örgütü olduğu ve gerçekleştirdiği terör eylemlerinde birçok insanın yaşamını kaybettiği, gerek Devletin gerekse kişilerin çok büyük maddi kayıplara uğramasına neden olduğu sabittir. PKK, 2003 yılı sonlarında KONGRA-GEL adını almış olup, bu ad değişikliğinin terör örgütü olma niteliğini değiştirmediği, örgütün ideolojisinde, silahlı gücünde, amblem ve flamalarında bir değişiklik yapılmadığı bilinen bir gerçektir.

Nitekim, daha önce uluslararası kuruluşlar ve devletler tarafından terör listesine alınmış olan PKK gibi, KONGRA-GEL de terör örgütleri listelerine alınmıştır. Avrupa Birliği de 02.05.2002 tarihinde PKK'yı, 05.04.2004 tarihinde de KONGRA-GEL'i terör örgütleri listesine almış bulunmaktadır.

Somut olayda sanık, alenen okuduğu basın açıklaması ile KONGRA-GEL'in, Avrupa Birliği tarafından terör örgütleri listesine alınmasını ve terör örgütü olarak nitelenmesini kınamakta, yukarıda da açıklandığı üzere terör örgütü niteliği açık olmasına karşılık, bu eylemi kışkırtıcı olduğunu belirtmek suretiyle de terörün devam edeceği mesajını vermektedir.

Açıklama metni bir bütün olarak ele alındığında, KONGRA-GEL örgütünün terör örgütü olduğunu kabul etmemekte, kabul edenlere karşı çıkmakta ve böylece örgütün yasa dışı eylemlerini destekleyip, iyi görmektedir.

Yasa dışı bir terör örgütünün eylemlerini onaylayarak, kamuoyu önünde ona sahip çıkmak, anılan örgütün işlediği cürümleri iyi görmek niteliğindedir. Bir terör örgütünün işlediği suçları meşru saymak, düşünce ve kanaat açıklama özgürlüğü sınırlarını aşan, şiddet kullanmaya ve suç işlemeye tahrik eden bir eylemdir. Bu nedenle sanığın eylemi, 765 sayılı TCY.nın 312/1. maddesinde tanımlanan suça uymaktadır. Yerel Mahkemece, sanığın eyleminin demokratik ortamda düşüncelerin dile getirilmesi olarak nitelendirilmesi suretiyle, dosya kapsamına ve yasaya aykırı olarak beraat kararı verilmesi ve Özel Daire çoğunluğunca bu kararın onanması isabetsizdir.(Ceza Genel Kurulu 2006/7-345 E., 2007/13 K.)

Yargıtay'ın suç işlemeye tahrik suçu ile diğer suçlar arasındaki ilişkisine dair verdiği bir kısım kararlara örnekler:

"Sanık ...'ın diğer sanık ...'in tutukluların serbest bırakılması için kendini yakmaya çalıştığı sırada ''devleti yak, kendini ne yakıyosun, devleti öldür, devlet mi var zaten rüşvetini cebine koyuyo, karnı doyuk'' şeklindeki söyleminin; sanık ...'nin katılan ...'ın aracının altına molotof geldiği sırada'' beyler toplanın, gün bugündür, bırakın yansın'' şeklindeki söylemi ve sanık ...'nin katılan ...'a ait aracın üstüne çıkıp'' erkek olan çıksın'' şeklindeki sözlerinin görevi yaptırmamak için birlikte direnme esnasında söylenen sözlerden ibaret olup, tek başına suç işlemeye teşvik edici niteliğinin bulunmadığı"(8. Ceza Dairesi, 2017/13790 E., 2019/3166 K.)

"... sanığın ekip aracına bindirilmekte olduğu sırada olay yerinde bulunan vatandaşlara hitaben söylediği sözlerin halkı suç işlemeye tahrik suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği..." (8. Ceza Dairesi, 2014/37720 E.,2015/21751 K.)

"... sanığın düğün töreninde silah atılması üzerine olay yerine gelen görevli polis memurlarının eylemi gerçekleştiren kişinin tespiti ve yakalanmasına çalışırken, sanığın diğer sanıklarla birlikte hareket ederek, görevlileri engellemek amacıyla memurlara hitaben "siz buradan kimseyi alamazsınız, devlette hükü- mette biziz Tibil'den kimse adam alamaz" şeklinde sözler sarfermekten ibaret eyleminin bir bütün halinde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında suç işlemeye tahrik suçundan da hüküm kurulması..." (8. Ceza Dairesi, 2014/3615 E., 2014/13639 K.)

"'bunlar TC polisleri, bizim mallarımızı almaya çalışıyorlar, bizim hakkımızda işlem yapmaya çalışıyorlar' sözlerinin söylendiğini beyan etmeleri ve sanığın olay yerine toplanan kalabalığa hitaben söylediği iddia olunan bu sözlerin atılı suçun yasal unsurlarını oluşturmayacağı, kamu görevlisine karşı görevi yaptırmamak için direnme suçunun şartlarının oluştuğu..." (8. Ceza Dairesi, 2018/10140 E., 2019/643 K.)

"...sanığın olay yerine toplanan kalabalığa hitaben ''toplanın bizi yakalıyorlar, bugün bize yarın size, sessiz kalmayın'' şeklinde söylediği kabul olunan bu sözlerinin görevi yaptırmamak için direnme esnasında söylenen sözlerden ibaret olup, tek başına suç işlemeye teşvik edici niteliğinin bulunmadığı" (8. Ceza Dairesi, 2019/5494 E., 2019/15323 K.)

"... sanığın ''Terör örgütleri mensuplarınca düzenlenen ateş yakılıp barikat kurulduğu görülen ve yüzü kapalı terör örgütü mensuplarının bulunduğu fotoğrafa "bir kürt atasözü derki: sakla benzin dolu şişeyi gelir polis eşeği, eğer atmazsan şişeyi yersin polis fişeği" şeklinde ve "bir gerilla olmak vardı şimdi, Cudi'de, Gabar da, Zakros da , Zap ta ve bir gerilla yüreği ile savaşmak vardı kahramanca" şeklinde yorum yazısı yazma,'' şeklindeki eyleminin suç işlemeye tahrik suçunu oluşturduğu ANCAK atılı eylemin 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddesinde düzenlenen terör örgütünün cebir, şiddet, tehdit içeren eylemlerine başvurmayı teşvik edici propaganda niteliğinde olup Terörle Mücadele Kanunu kapsamında kaldığı,…" (8. Ceza Dairesi, 2021/16047 E., 2022/2399 K.)

"... sanığın, P** sözde yürütme konseyinin çağrısı sonrasında Mardin ili Nusaybin ilçesinde hendek kazmak, barikat kurmak, bomba ve mayın yerleştirmek suretiyle gerçekleştirdikleri eylemlere yönelik olarak güvenlik güçlerinin yaptıkları operasyonlarda sivil halkı hedef aldığı yönünde algı oluşturmak amacıyla yaptığı özellikle "Güney Doğuda Katliam Var Sessiz Kalma, Nusaybinde katliam var" şeklindeki paylaşımları ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Silahlı Kuvvetlerini alenen aşağıladığı anlaşılmaktadır. Bu cihetle; sanığın eyleminin suç işlemeye tahrik suçunu değil, 5237 sayılı Kanun'un 301 inci maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle birinci fıkrasında düzenlenen suçu oluşturmaktadır ( madde 301 Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama)" (8. Ceza Dairesi, 2022/3819 E., 2024/8092 K.)

Suç İşlemeye Tahrik ve İfade Özgürlüğü:

Yukarıda açıklanan suçlar yönünden ve özellikle suç işlemeye tahrik suçu yönünden sanığın fiilinin ifade özgürlüğü yönünden değerlendirilmesine gelince;

Düşünce özgürlüğünün demokratik toplumlardaki mutlak sınırı “şiddet” tir. Kurulu düzene ve düzenin kabul ettiği “doğrulara” aykırı ifadeler demokratik toplumda korumadan yararlanırlar. Demokratik toplumlarda düşünceyi korumak, kullanılmasına olanak vermek esastır.

Özgürlüklerin, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenlik, toprak bütünlüğü, kamu güvenliği ve düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlâkın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli kalması gereken haberlerin yayılmasına engel olunması veya yargı gücünün otorite veya tarafsızlığının korunması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlama ve yaptırımlara tabii tutulabilmesi gerekli ise de, düşünceyi açıklama özgürlüğünün sınırlandırılmasına ilişkin düzenlemelerin olabildiğince dar yorumlanması gerekmektedir. Sınırlandırma için, önemli bir toplumsal gereksinim veya zorunluluğun bulunması, bu sınırlandırmanın meşru bir amacı gerçekleştirmek için yapılması, sınırlandırmada asla aşırıya gidilmemesi ve her hal ve koşulda sınırlandırmanın bireysel ve toplumsal gelişimi zedelemeyecek ölçüde olması görüşü genel ve yoğun bir kabul görmüştür.

Ne var ki, iftira, küfür, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savaş kışkırtıcılığı, hukuk düzenini zor ve cebir yoluyla değiştirmeye yönelen, farklılıklar arasında nefret, ayrımcılık, kavga, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik bulunan beyan, ifade ve eylemler ise düşünce özgürlüğü bağlamında hukuki koruma görmemekte, suç sayılmak suretiyle cezai yaptırımlara bağlanmaktadır.

Siyasi süjelerin ya da sivil toplum örgütlerinin, halkın sorunlarını vurgulamak, hükümet ve yöneticilerin ya da diğer siyasi ve sosyal grupların hatalı ve eksik yönlerine ilişkin eleştiri yapmak, görüş ve düşüncelerini açıklamak doğal bir haktır. (8. Ceza Dairesi, 2023/1464 E.,2023/7909 K.)

Yargıtay'ın konu ile verdiği kararlara örnekler:

"'Artık bu iktidardan bu ülkeyi kurtarmak bir vatanseverlik ve insanlık görevidir. Her koşulda ve mümkün olan her yolla. Gerisi vatana ihanettir.'' şeklindeki paylaşımının suç işlemeye alenen tahrik etme suçunu oluşturduğu..." (8. Ceza Dairesi, 2022/5570 E., 2025/12 K.)

"... "gerçek bir darbe yapılıp baştakiler indirilip hepsinin ipleri çekilmedikçe türkiyede adaletin a sın dan bile söz edilemez darbe yapılması lazım hemde gerçek bir darbe" şeklindeki ifadesinin belirsiz sayıdaki kişiye yönelik suç işlemeye alenen tahrik etme suçunu oluşturduğu..." (8. Ceza Dairesi, 2022/4184 E., 2024/9207 K.)

"... sosyal medya hesabından "Ben kendi ülkemde huzurlu bir şekilde yaşayamıyorsam, bu ülkenin başındakiler görevini yerine getiremiyor demektir. Görevini yapmayan birinin iktidardan indirmek için gerekirse Darbe'de yapılmalı, halkta ayaklanmalı, bu ülke kolay kazanılmadı, kolay kolay vermeye de niyetimiz YOK" şeklinde paylaşım yapmak suç işlemeye tahrik etme suçunu oluşturur." (8. Ceza Dairesi 2021/18616 E., 2024/8090 K.)

"'işgalcinin varlığı silahı, askeri, polisi, şiddeti ise elbet o işgalciye atılan her taş helaltir, haktır' suç işlemeye alenen tahrik suçunun unsurlarının oluştuğuna dair mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. (8. Ceza Dairesi, 2021/6938 E., 2023/2861 K.)

"... sosyal medya hesabından yaptığı 'Artık bu iktidardan bu ülkeyi kurtarmak bir vatanseverlik ve insanlık görevidir. Her koşulda ve mümkün olan her yolla. Gerisi vatana ihanettir.' şeklindeki paylaşımının suç işlemeye alenen tahrik etme suçunu oluşturduğu..." (8. Ceza Dairesi, 2022/5570 E., 2025/12 K.)

"… sanığın sosyal paylaşım sitesi üzerinden 'sokak mücadelesi başlamalı, saraylar başlarına yıkılmalı' şeklindeki ifadeleri yazıp yayınlayarak suç işlemeye alenen tahrik suçunu işlediği..." (8. Ceza Dairesi, 2023/3992 E., 2024/1962 K.)

"'Yürüyelim de, Beştepeye yürüyelim abluka altına alalım aylarca istila edelim, korkudan camı bile açamasın. Varmıyız? #ADALETiçinBüyükYürüyüş' şeklinde paylaşım yapmak suretiyle atılı suç işlemeye tahrik suçunu işlediği..." (8. Ceza Dairesi 2021/16104 E.,2024/6651 K.)

"06.08.2016 tarihinde "haydi kurdo marş marş)))kendi ... gücünü kuracan, yoksa sana bu birleşmede yine gözyaşı, kan ve katliyam var." 23 Ağustos 2016 tarihinde "TC devleti Kürtleri sevmiyor ve güvenmiyor biz kürtlerde devlete güvenmiyoruz, kendimizi güvende hissetmiyoruz, ya birleşmiş millet ler bizi bu zülümden korusun müdahale etsin yada YPG veya peşmerge bizi korusun, yoksa biz kürtler burada korumasız ve kendimizi güvende hissetmiyoruz..."13 Aralık 2016 tarihinde "... üstüne üstelik bir de tırkonun askerlerinin savunmasız bir kürt köylüsüne yaptıkları şiddeti gördüm, psikolojim bozuldu vala... Bu evrimleşmemiş yaratıklara silahı eline verip bize işkence yapan bu yönetimle, mücadelemiz ... ve ... olacak...." , 4 ... 2016 tarihinde " bu ülkede demokratik yola bir mok olmaz umut dağlarda yine.", 17 Aralık 2016 günü "Kürtler hemen silahlanmalı(herkes canını çocuklarını ve malını korumalı((( devlet yok artık sizin için" paylaşımları ile suç işlemeye tahrik suçuna vücut verildiği..." (8. Ceza Dairesi, 2021/18523 E., 2023/1692 K.)

Sonuç:

Suç işlemeye tahrik suçu, bir çok başka suçla irtibatlı olması nedeniyle çok karıştırılan, ifade özgürlüğü sınırını aşması nedeniyle ülkedeki ifade özgürlüğüne dair verilen önem ve alan bakımından gerek dönemsel gerekse de mekânsal olarak farklılık gösteren bir suç tipidir. Yukarıda örnek kararlarda belirtildiği üzere, darbe teşebbüsü sonrası yapılan açıklamaların, normal zamanda yapılan açıklamalara kıyasen daha dar ve keskin yorumlandığı açıktır. Aynı şekilde, bir terör örgütünün fiili faaliyetleri sırasında yapılan açıklamalar da suç işlemeye tahrik suçu açısından daha dar yorumlanmaktadır.

Zamansal ve mekânsal olarak farklılık arz eden söylemlerde bu tip dar yorumlamalara gidilmesinde kanaatimizce bir sorun yoktur. Zira failin kastı, bir kısım zamanlarda ve/veya bazı mekanlarda daha farklı anlamlar taşıyabilir. Hain darbe girişimi sürerken ya da daha tam bastırılmadan önce yapılan darbe teşebbüsünü destekler nitelikteki beyanların amacı açıktır. Aynı şekilde terör örgütünün bir faaliyeti bastırılırken, bu faaliyetin yapıldığı yerlerde yapılan açıklamalar ile bu faaliyetlerin yapılmadığı yerlerde yapılan açıklamalar farklı değerlendirilebilir. Örneğin, Sur operasyonları olarak bilinen olaylar yaşanırken bir kişinin "Sivil halk, direnin" şeklinde bir söz söylenmesi yahut sosyal medya paylaşımı yapılması, sivil halka yönelik ve emniyet kuvvetlerine karşı bir tutum sergilenmesi açısından, failin kastını ortaya koymaktadır.

2020 yılı ve devamında, özellikle pandemi döneminde halkın dijital dünyaya daha etkin şekilde entegre olmasıyla, bu tip suçların daha çok internet ortamında işlendiği görülmektedir. 2020 yılı öncesinde de özellikle Gezi Eylemlerinin bir kısım aplikasyonlarla koordine edildiğinin saptanması, hain darbe teşebbüsünün faillerinin kendi aralarında özel haberleşme uygulamaları kullanması, terör örgütlerinin şifreli programlarla haberleşmeye çalışmaları hatta bazı oyunların sohbet bölümünde irtibat kurmalarına rastlanmıştır. Ancak 2020 yılından sonra en çok kullanılan interaktif iletişim programları, sosyal medya uygulamaları gibi alanlarda gerçekleşen fiillerin tespiti ile, bu alanların birer örgütlenme, suçları işleme kararı ve faaliyetlerin belirlenmesi konumları olarak kullanıldığı, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller ile tespit edilmiştir.

Suç işlemeye tahrik suçu da işte bu alanlarda filizlenen suçlardan biridir. Makalemizde bir çok Yargıtay kararına yer vererek, uygulamada hangi söylem ve fiillerin bu suça vücut verdiğini açıklamaya çalıştık. Doğası gereği, bu suçun açıklanacak bir çok yönü daha bulunduğu aşikardır. Ancak bireylerde en azından, bu konuda yargı makamlarının nasıl davrandığı, neye dayanarak yargılama yaptığı konusunda bir bilgi birikimi oluşturmak ve farkındalık yaratılmaya çalışılmıştır. Faydalı olması dileğiyle...

Site Etiketleri: Adana Ceza Avukatı Adana Boşanma Avukatı Adana Avukat Adana Ağır Ceza Avukatı Ceza Avukatı Adana Avukat Boşanma Avukatı Ağır Ceza Avukatı

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

Adli Sicil Kaydı ve Arşiv Kaydı Silinir Mi?

Aile Konut Şerhi

ANLAŞMALI BOŞANMA VE BOŞANMA PROTOKOLÜ

ATATÜRK ALEYHİNE SUÇLAR

BOŞANMA DAVALARINDA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT

BOŞANMA DAVASI

GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇU

7406 SAYILI KANUN İLE TCK'DA VE BİR KISIM KANUNLARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

CEZA DAVALARINDA TENSİP ZAPTI NEDİR?

TENSİPLE TAHLİYE NEDİR?

ESAS HAKKINDA MÜTALAA NEDİR?

İŞLENEMEZ SUÇ

MEŞRU SAVUNMA

ORGANİZE SUÇLULUK

SUÇUN DEREBEYLERİ

CEZA AVUKATININ YOL HARİTASI

KASTEN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS SUÇU

SUÇA YARDIM ETME

TCK MD 1 - CEZA KANUNUNUN AMACI

TCK MADDE 267 İFTİRA SUÇU

YAĞMA (GASP) SUÇU

UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDE TİCARETİ YAPMA SUÇU

TEFECİLİK SUÇU ÜZERİNE

TUTUKLAMA NEDİR?

HİÇ KİMSE KONUŞMAYA ZORLANAMAZ!

CEZA KANUNLARINI BİLMEMEK MAZERET DEĞİLDİR

BOŞANMA DAVALARINDA CİNSEL KUSUR İDDİALARI

KISITLAMA KARARI VE AVUKATIN HAKLARI

CEZA YARGILAMASINDA SONRADAN DEĞİŞEN - ÇELİŞEN İFADE

YARGITAY KURAL OLARAK MADDİ VAKIA DENETİMİ YAPAMAZ

CİNSEL SUÇLARDA NASIL BİR AVUKATA İHTİYACIN VAR?

SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜT KURMA SUÇLARINDA HİYERARŞİ VE İSPAT SORUNU BİR KARAR İNCELEMESİ

TERK SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI

EVLİLİKTE ÇOCUĞU KORUMAK İÇİN TEHDİT - BOŞANMA

HUKUKUN YASAKLADIĞI PUSULA: SUÇ YOLU (ITER CRIMINIS)

KASTEN ÖLDÜRME SUÇLARINDA TAHRİK

EŞİNE ŞEREFSİZ DEMEK BOŞANMA SEBEBİ Mİ?

CEZA SORUŞTURMASI VE YARGILAMASINDA AVUKATIN YERİ VE ZORUNLU-İSTEĞE BAĞLI MÜDAFİLİK

KATALOG SUÇ GEREKÇESİYLE TUTUKLAMA VE ANAYASA'YA AYKIRILIK SORUNU

EŞ TAKİBİ - DEDEKTİFLİK VE HUKUKİ DURUM

KÖTÜ MUAMELE SUÇU (TCK M. 232/1. F.)

POŞETTE PARMAK İZİ ÇIKMASI CEZALANDIRMAK İÇİN TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİLDİR

6284 SAYILI KANUN: SOMUT DELİLİN HİÇE SAYILMASI VE ÇÖZÜM

POSTMODERN ENGİZİSYON KURALI: KADININ BEYANI ESASTIR!

CİNSEL SUÇLARDA İFTİRALAR VE SAVUNMANIN HUKUKSAL GÜCÜ

CEZA YARGILAMASININ AMACI: MADDİ GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARMAK

HUKUKA AYKIRI ESAS HAKKINDA MÜTALAA SORUNU

YARGITAY KARARLARI PENCERESİNDEN "SUÇ İŞLEMEYE TAHRİK" SUÇU

SUSMA HAKKINI KULLANMAK ve SUÇU İNKAR ETME ALEYHE YORUMLANAMAZ