

KARIŞTIRILAN ÖNEMLİ 5 KAVRAM: DAİMİ ARAMA KARARI - YAKALAMA EMRİ - GÖZALTI - KAÇAKLIK KARARI - TUTUKLAMA KARARI
Daimi arama kararı, yakalama kararı ve kaçaklık kararı; gerek hukukçular gerekse de hukukçu olmayanlar tarafından çok karıştırılan, kimi zaman birbiri yerine kullanılan ve hatta bazen de yanlış anlamda kullanılan kavramlardır.
Daimi Arama Kararı Nedir?
Medya kuruluşlarının haberlerinde dahi sıkça düşülen bir hata olması nedeniyle hemen başta söyleyelim ki buradaki arama; bir ev, iş yeri, araç, konut yahut üst araması manasında bir arama değildir. Daimi arama kararı kavramındaki "arama", şahsın yakalanması, göz altına alınması yönünde bir aramayı ifade eder.
Daimi arama kararı, mevzuatımızda açıkça düzenlenen bir kurum olmayıp, bir kaç şartın bir araya gelmesi ile uygulamada kabul gören bir işlemler bütününün sonucunu ifade eder. Her ne kadar Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün bazı genelgelerinde (özellikle 2 ve 22 nolu genelgeler), bazı teftiş kurulu tavsiye kararlarında ve özellikle yüksek mahkeme kararlarında daimi arama kararı kavramından bahsedilse de, kavramı tanımlayan yürürlükte bulunan hukuki bir metin yoktur.
Daimi arama kararı; bir suçun işlendiğine dair bir soruşturmanın başlaması ile suçun faili yahut faillerinin tüm araştırmalara ve en az 1 yıl süren bir soruşturma sürecine rağmen bulunamaması durumunda, soruşturmadaki mevcut delillere göre dava zamanaşımı hesaplandıktan sonra, zamanaşımı süresi boyunca geçerli olmak üzere faillerin bulunması için bir faili meçhul evrak formu oluşturulur. Oluşturulan bu formda, soruşturma dosyasındaki bilgiler, deliller yer alır ve kolluğa yazı yazılarak, soruşturmada şüpheli olabilecek kişilerin zamanaşımı süresi boyunca aranmasını, ağır cezalık suçlarda en az 3 ayda bir, diğer suçlarda 6 ayda bir bilgi verilmek suretiyle araştırma yapılması emri yer alır. İşte bu forma uygulamada "daimi arama formu", bu formun kolluğa gönderilmesi ile başlayan sürece de "daimi arama kararı" denilmektedir.
Daimi arama kararlarında faillerin kimlik bilgileri bilinmemektedir. Zaten failin kimliği bilinmediği / tespit edilemediği için soruşturma beklemekte, yakalama veya kaçaklık kararı çıkarılamamaktadır. Zira CMK md. 170/3-a fıkrasında, şüphelilerin kimlik bilgilerinin açıkça belirtilmesi gerektiği emredici olarak düzenlenmiştir. Savcılık makamı, her türlü hukuka uygun araştırma yapılmasına rağmen şüpheli yahut şüphelilerin kimlik bilgilerine ulaşamamış olması gerekmektedir. Yoksa, makul bir araştırma yapmadan direkt "daimi arama kararı" yöntemini benimsemek, Yüksek Mahkemece de kabul görmeyen bir durumdur.
Aynı şekilde maalesef bazı savcılık makamlarınca, failin kimliği belirli olsa dahi "daimi arama kararı" verildiği görülmektedir ki, bu tam bir hukuk fiyaskosudur. Yakalama kararı yahut kaçaklık kararı verilmesi durumu var iken, daimi arama kararı vermek, soruşturmanın etkin yönetilmemesine neden olur ve sonuçta hak ihlali ortaya çıkacaktır.
En az 1 yıl boyunca yapılan araştırmalara rağmen, fail ya da failler bulunamamış olmalıdır. Burada kastedilen, soruşturmanın en az bir yıl sürmüş olması değildir. Soruşturmada faillerin bulunmaya çalışılmaya başlanmasından itibaren en az bir yıllık sürenin geçmiş bulunması gerekmektedir.
Yakalama Emri / Kararı Nedir?
Yakalama emri veya diğer söylemle yakalama / arama kararı; bir kişi hakkında yürütülen soruşturma yahut yargılama nedeniyle, ifadesine (ilk kez yahut yeniden) başvurulmak için yahut hakkında verilen hükmün kesinleşmesi nedeniyle hükmün infazının gerçekleştirilmesi için çıkarılan karara verilen isimdir. Çıkarılan kararın hukuksal ismi, yakalama emridir ancak uygulamada yakalama yahut arama kararı olarak anılmaktadır.
Yakalama emri, kural olarak mahkemece çıkarılır. Sadece; hükmü kesinleşen kişinin cezasının infazı için çıkarılan yakalama emri, Cumhuriyet savcılarınca (5275 S.K. md. 19), yakalanmış iken kolluk görevlisinin elinden kaçan şüpheli veya sanık ya da tutukevi veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında Cumhuriyet savcıları ve kolluk kuvvetlerince (CMK md. 98/2) yakalama emri düzenlenebilir.
Soruşturma evresinde yakalama emri, çağrı üzerine gelmeyen yahut çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimliğince verilebilir (CMK md. 98/1). Dikkat edilmelidir ki sulh ceza hakimi, Cumhuriyet savcısının yakalama emri düzenlenmesi talebiyle bağlı değildir. Şartların oluşmaması nedeniyle sulh ceza hakimi, yakalama emri düzenlenme talebini reddedebilir. Bununla birlikte sulh ceza hakimi veya mahkeme, Cumhuriyet savcısının bir istemi olmadan re'sen (kendiliğinden) de yakalama emri düzenleyebilir (CMK md. 9/3).
Hakkında yakalama emri bulunan (aranan) kişi, yakalandığında "gözaltına" alınır ve en geç 24 saat içerisinde, yakalama kararında belirtilen ilgili makama çıkarılır (CMK 94).
Yakalanan kişi hakkında hemen bir yakalama tutanağı düzenlenir (CMK md. 97) ve yakalanan kişinin yakınlarına bu durum (yakalanma ve gözaltına alma) bildirilir (CMK md. 95).
Peki bir kişi, hakkında yakalama kararı / emri düzenlenip düzenlenmediğini nereden öğrenebilir?
UYAP vatandaş portal üzerinde görülen ceza davalarında mahkemelerin çıkarttığı yakalama emirlerinden, numarası bilinen soruşturma dosyaları UYAP üzerinden görülemeyeceğinden kişinin avukatının soruşturma dosyasına sunacağı vekaletname ile soruşturma dosyasını inceleyerek buradaki yakalama emirlerinden, numarası bilinmeyen soruşturma dosyaları kişinin avukatı tarafından savcılık ön büro üzerinden sorgulanarak tespit edildikten sonra dosyaların incelemesinden, soruşturma aşamasında tüm yakalama emirlerinin sulh ceza hakimliklerince verilmesinden dolayı sulh ceza hakimliklerinde yapılacak değişik iş sorgulamalarından, eğer bir kesinleşen hüküm nedeniyle yakalama emri var ise infaz savcılıkları yahut bürolarından, öğrenilebilir.
Kolluk kuvvetleri ve adli makam çalışanları; sistem üzerinden sorgulama yapılacak kişiler bizzat hazır değilse sorun yaşayacaklarından dolayı, sorgulama yapamayacaklardır.
Son olarak yakalama emrinin ne kadar süre geçerli olacağı hususuna değinmek yerinde olacaktır. Yakalama emirleri, ya yakalama emrinin kaldırılması kararıyla yahut da zamanaşımı nedeniyle ortadan kalkar.
Mahkemece verilen yakalama emirleri, yakalama emrine konu işlemin yerine getirilmesi ile yakalama emrinin çıkarılması amacı ortadan kalktığından, yakalama emri ortadan kalkar ve mahkeme, yakalama emrinin iadesine karar verir, böylece şahsın aranması kalkar (CMK 90/6). Yalnız unutulmamalıdır ki, yakalama emri üzerine bir kişi yakalanır ve daha sonra tutuklanır yahut hakkında adli kontrol kararı verilir ise, önce çıkarılan yakalama emri yine Cumhuriyet savcılığından geri istenir ancak bu sefer aynı anda tutuklama veya adli kontrol kararı Cumhuriyet savcılığına bildirilir.
Devam eden bir soruşturma yahut kovuşturma nedeniyle düzenlenen yakalama emirlerinin zamanaşımı, yakalama emri verilen dosyanın dava zamanaşımıyla aynıdır. Yakalama emri düzenlenen soruşturma yahut kovuşturma dosyası dava zamanaşımına uğradığında yakalama emri kalkar. Eğer düzenlenen yakalama emri, kesinleşmiş bir cezanın infazına yönelik ise (5275 S.K. md. 19), o zaman alınan cezaya göre belirlenecek ceza zamanaşımı sonunda yakalama emri, hükümsüz kalacaktır.
Gözaltı Nedir?
Gözaltı, yakalanan kişinin yakalanma anında başlayan ve kişi hakkında serbest bırakma / salıverilme yahut tutuklama (veya hükümlüler için cezaevine gönderme kararı) verilene kadar kolluk marifetiyle tutulması sürecine verilen isimdir. Gözaltı süresi, bu sürenin uzatılması gibi temel hususlar, CMK md. 91'de ayrıntıları ile düzenlenmiştir.
Yakalama emri üzerine gözaltına alınan ve/veya gözaltına alınan kişinin gözaltı süresinin uzatılması, gözaltında bulunan kişinin yakınlarına haber verilir (CMK 95).
Gözaltında tutulma şartlarına aykırı hareket edilmesi, gözaltına alınan kişiye tazminat ödenmesine neden olur (CMK 141/1-b).
Kaçaklık Kararı Nedir?
Kaçak kavramının tanımı, CMK md. 247/1.f.'da yapılmıştır.
"Hakkındaki soruşturmanın veya kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından kendisine ulaşılamayan kişiye kaçak denir."
Kaçaklık kararının nasıl verileceği ise aynı maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiştir:
"(2) Hakkında, 248 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen suçlardan dolayı soruşturma veya kovuşturma başlatılmış olan şüpheli veya sanığın, yetkili Cumhuriyet savcısı veya mahkemece usulüne göre yapılan tebligata uymamasından dolayı verilen zorla getirilme kararı da yerine getirilemez ise, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme;
a) Çağrının bir gazete ile şüpheli veya sanığın bilinen konutunun kapısına asılmak suretiyle ilânına karar verir; yapılacak ilânlarda, onbeş gün içinde gelmediği takdirde 248 inci maddede gösterilen tedbirlere hükmedilebileceğini ayrıca açıklar,
b) Bu işlemlerin yerine getirildiğinin bir tutanak ile saptanmasından itibaren onbeş gün içinde başvurmayan şüpheli veya sanığın kaçak olduğuna karar verir."
Fıkrada belirtilen ve 248. maddenin ikinci fıkrasında sayılan suçlar şunlardır:
"a) Türk Ceza Kanununda tanımlanan;
1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78),
2. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80),
3. Hırsızlık (madde 141, 142),
4. Yağma (madde 148, 149),
5. Güveni kötüye kullanma (madde 155),
6. Dolandırıcılık (madde 157, 158),
7. Hileli iflas (madde 161),
8. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
9. Parada sahtecilik (madde 197),
10. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (madde 220),
11. Zimmet (madde 247),
12. İrtikâp (madde 250),
13. Rüşvet (madde 252),
14. İhaleye fesat karıştırma (madde 235),
15. Edimin ifasına fesat karıştırma (madde 236),
16. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 305, 306, 307, 308),
17. (Ek: 24/11/2016-6763/33 md.) Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313),
18. Silahlı örgüt (madde 314) veya bu örgütlere silah sağlama (madde 315),
19. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337),
Suçları,
b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları,
c) Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu,
d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar,
e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar,"
Yani, bir kişi hakkında kaçak kararı verilebilmesi için;
- CMK md. 248/2.f.'da sayılan suçlardan dolayı bir soruşturma yahut yargılama olacak,
- Şüpheli yahut sanık, tüm davetlere ve diğer işlemlere rağmen gelmeyecek,
- Şüpheli yahut sanığı davet usulü bu kez gazete ilanı ve eğer 15 günlük süre içerisinde gelmezse hakkında kaçak kararı verileceği ihtarını içerir yazı ikametgahın kapısına asılmak suretiyle işlem tesis edilecek,
- Süresi içerisinde gelmeyen şüpheli veya sanık hakkında tüm yapılan bu işlemler bir tutanakla belirlenecek,"
Kaçak kararı; diğer kararlardan farklı olarak şüpheli veya sanığın mallarına el koyulabilme gibi ek yaptırımları da bünyesinde barındırabilir. Bu nedenle; yakalama, daimi arama kararı gibi diğer aranmaya yönelik kararlardan daha ağır sonuçları olabilmektedir.
Kaçak kararı verilmesinin bir başka ağır sonucu, dava zamanaşımı konusunda görülmektedir. Dava zamanaşımı süresi 2 şekilde sekteye uğrar. Birincisi dava zamanaşımı süresinin kesilmesi, diğeri ise dava zamanaşımı süresinin durmasıdır. Dava zamanaşımı süresini kesen sebepler, kesilmeden sonra ne olacağı ve kesilmeden dolayı dava zamanaşımı süresinin üst sınırı TCK md. 67/2,3 ve 4. fıkralarda düzenlenmiştir. Dava zamanaşımı süresini durduran ise tek bir neden vardır, o da kaçak kararıdır. Ve kaçak kararı verildiğinde dava zamanaşımı durmasının bir üst sınırı kanunda düzenlenmemiştir.
Tutuklama Kararı Nedir?
Tutuklama kararı kavramı, yukarıda belirtilen kavramlardan çok daha iyi bilinen bir kavram olmasına rağmen, diğer kavramlarla yine de zaman zaman karıştırılmaktadır.
Tutuklama kararı, kural olarak şüpheli veya sanığın yokluğunda verilemez. Bunun tek istisnası, yukarıda da belirttiğimiz hakkında kaçak kararı bulunan kişilerdir. CMK md. 248/5.f. "Kaçak hakkında 100 üncü ve sonraki maddeler gereğince, sulh ceza hâkimi veya mahkeme tarafından yokluğunda tutuklama kararı verilebilir." düzenlemesini içermektedir.
Şüpheli veya sanığın varlığında tutuklama nedenleri ve şartları, CMK md. 100 vd.'da düzenlenmiştir (Tutuklama ile ilgili tüm ayrıntılar için TIKLAYIN).
Tutuklama kararı verildiğinde, şüpheli veya sanık hakkında yeteri kadar tutuklama müzekkeresi düzenlenir ve tutuklu cezaevine gönderilir.
Sonuç:
Daimi arama kararı, yakalama emri (yakalama kararı), gözaltı, kaçak kararı ve tutuklama kararı; kişilerin hürriyetlerini sınırlayıcı hükümler içerdiğinden dolayı insanlarda negatif etki yaratan kavramlardır. Bundan dolayı uygulayıcılar dahi bazı zamanlar, bu kavramları anlam dışında yahut birbirleri yerine kullanabilmektedirler.
Bu hukuki kavramların hepsinin farklı hukuk rejimlerine tabi oldukları, bu kararlara karşı başvurulacak hukuki yolların farklı olması nedeniyle, bir kararın hukuki karşılığının ne olduğu, çok net bir şekilde belirlenmelidir. Yakalama emri yerine gözaltı emri, daimi arama kararı yerine tutuklama kararı gibi yazım yanlışlarına bağlı olarak yaşanan krizler, adil yargılanma hakkını olumsuz etkilemektedir.
Bu nedenle, yargı mercileri tarafından verilen kararların isimleri ve içerikleri iyice incelenmeli, eğer ortada bir kavram veya karar türü kargaşası var ise bu pürüz giderilerek, şüpheli yahut sanığın haklarının zayi olmaması için azami titizlik gösterilmelidir.
