

BOŞANMA - APLİKASYONDAN SİPARİŞ VERME DELİLİ
2. Hukuk Dairesi 2024/1519 E. , 2024/8761 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; 2005 yılında evlenen tarafların ortak iki çocuklarının olduğunu, erkeğin kusurlu eylem ve söylemleri ile son olarak aldatma eylemi sonucu evlilik birliğinin devamının imkansız hale geldiğini, erkeğin zamanla ilgi ve sevgisinin azalarak eşine karşı sert tutum ve tavırlar sergilediğini, soğuk davrandığı, birçok şeyi gizli saklı yapma davranışlarının ortaya çıktığını, kendisi için lüks ve fuzuli masraflar yaparken eşinin istediği en ufak bir şeyi bile almaktan imtina ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, son zamanlarda olmadığı kadar kendine özen göstermeye başlayıp fit bir görünüme ulaşmak için uğraştığını, telefonunu gizlediğini, sürekli telefonu ile meşgul olduğunu, her yere telefonu ile girmeye başladığını, 2-3 aydır cinsel birliktelik kurmaktan kaçındığını, aldattığı yönündeki şüpheleri kuvvetlendirdiğini, ortak çocuğun erkeğin telefonunda başka bir kadın ile mesajlaşmalarını ve baş başa çekilmiş fotoğraflarını gördüğünü, bu olayı anneye anlatması ile müvekkilinin büyük şok yaşayıp baygınlık geçirip hastaneye kaldırıldığını, yapılan araştırma ile çiçek sepeti ve yemek sepetinden bu kadına hediyeler ve yemek siparişleri gönderildiğinin ortaya çıktığını, başka bir kadın ile gönül ilişkisi yaşayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, olayın ortaya çıkması ile kadını suçladığını, küçümsediğini, yaşanan olaylarda tamamen kusurlu bulunduğunu belirterek öncelikle TMK'nın 161 maddesi hükmü uyarınca zina nedeniyle, kabul edilmediği takdirde TMK'nın 166/1. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar yararına aylık 1.500,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi talep edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; hukuka aykırı deliller ve haksız isnatlarla dava açıldığını, kadının erkeğin eski telefonunu evde bırakması üzerine rızası dışında telefondaki kişisel veri, kayıt ve görsellere girerek rehberde kayıtlı kişilerle bir takım paylaşımlarda bulunduğunu, eşi hakkında tehdit ve hakaretlerle asılsız isnatlar ve küçük düşürücü ifadelere yer verdiğini, ortak çocuğu da bunlara alet ettiğini, bu surette özel hayatın gizliliğini ihlal ederek suç işlediğini, kişisel verileri yayıp ve paylaştığını, evlilik birliği içinde müvekkilinin ailesine karşı mesafeli duruş sergileyip hiç bir zaman benimsemediğini, ailesinin de olumlu tutum ve davranışlar sergilemediğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmelerini sürekli sorun haline getirdiğini, annesine karşı olumsuz ve saygısız söylemlerde bulunduğunu, küsmeleri, eleştirel ve küçük düşürücü yaklaşımları olduğunu, bu konuları sürekli gündeme getirip tartışma zemini yarattığını, her gün kendi ailesi ile konuşup evdeki her şeyi ve maddîyata dayalı konuları konuştuğunu, bir defasında yanlarına giden erkek için "bankamatiğin geldi" dediğini, eşini para kaynağı olarak gördüğünü, tüm maddî imkanlarını kullandığını, işi gereği kişisel görünümü ve dikkat etmesi için yaptığı faaliyetleri tartışma konusu yaptığını, ancak bu aktivitelere katılmayı da istemediğini, kişisel görümününe ve bakımına dikkat etmediğini, birlikte olma isteğine karşı moral bozucu ve onur kırıcı ifadeler kullandığını, erkeklik gururunu kırdığını, çocuklara babaları hakkında olumsuz sözler ve telkinlerde bulunduğunu, yaşanan olaylarda kusurlu bulunduğunu belirterek davanın reddine, çocukların geçici velâyetinin müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının eşinin ailesi ile bir araya gelmekten ve iletişim kurmaktan kaçındığını, kayınvalidesine (sarf ettiği söz nedeniyle) saygısız tutum sergilediği, erkeğin ise başka bir kadınla mesajlaşmalarının çocuk tarafından görüldüğü, bu kadına çiçek gönderdiği, yemek sipariş ettiği, uzun süreli ve sık telefon görüşmeleri yaptığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı bu eylemi ile kadının güvenini sarstığı, başka bir kadın ile görüşmesinin zina boyutunda değerlendirilemeyeceği, yaşanan olaylar nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda kadının hafif, erkeğin ise ağır kusurlu olduğunun tespiti ile davacının terditli taleplerinden TMK 161. maddesi uyarınca zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine, genel sebebe dayalı boşanma talebinin kabulü ile tarafların TMK 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye verilmesini, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, çocuklar yararına hükmedilen 750,00'şer TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla 1.250,00'şer TL yükseltilmesine, kesinleşme sonrasında aynı miktarda iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, kesinleşme sonrasında aynı miktarda yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına boşanmanın fer'î niteliğinde 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; TMK 161 maddesi gereğince zina sebebi ile açtıkları davanın reddi, kadına kusur yüklenmesi nedeniyle yapılan kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş, taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespiti ve erkeğe yüklenen kusurların niteliği, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın esası ve miktarları, erkek aleyhine fahiş miktarlarda nafakaya hükmedilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuş, talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin tüm, kadının lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile; boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 2.000,00- TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesiyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaftaki nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaftaki nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının zinaya dayalı davasının kabulünün gerekip gerekmediği, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
