YASA DIŞI BAHİS - ZİNCİRLEME SUÇ
Bayram Yüksekkaya


YASA DIŞI BAHİS - ZİNCİRLEME SUÇ
20-09-2025

yargıtay kararı

7. Ceza Dairesi         2023/13678 E.  ,  2024/11709 K.

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, suç tarihine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen şikâyetçi Spor Toto Teşkilat Başkanlığının davaya katılma ve hükmü temyize yetkisinin bulunmadığı, sanık müdafiin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu, temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiin temyiz isteği; sanık pişmanlık göstererek yargı makamlarına yardımcı olmasına rağmen lehe hükümlerin uygulanmamasının hatalı olduğuna, sanığın suçu üstlenmek zorunda kalıp kalmadığının değerlenmediğine, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmaya çalışılmadığına ve sair nedenlere ilişkindir.

II. GEREKÇE

A. Şikâyetçi ... Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden

Suçtan doğrudan zarar görmeyen Spor Toto Teşkilat Başkanlığının davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, şikâyetçi vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 317. maddesi gereği reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Sanık Müdafiin Temyiz İsteği Yönünden

Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre, telsiz anonsu üzerine olay yerine intikal eden kolluk görevlileri kapısı açık işyerine girdiklerinde duvarlara monteli masalarda bahis bültenleri bulunduğu, sanığın başında oturduğu bilgisayarda bahis sitesinin açık olduğu ve kupon yazıcısı bulunduğu anlaşılmış ve sanığın 7258 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

Sanık savunmalarında, üzerine atılı suçlamayı kabul ederek 7258 sayılı Kanun'a aykırı olarak bahis oynattığını ikrar etmiştir.

Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda, bahis sitesine çok sayıda erişim sağlandığı, defalarca kupon oynanıp listelendiği, kupon yazıcısının bilgisayara kurulu olduğu, bahis oynatılan, sitenin yurtdışı kaynaklı olduğu tespitlerine yer verilmiştir.

Dosya kapsamına göre; bilgisayarda ele geçen bulgular ve sanığın ikrarı karşısında, atılı suçu işlediğinin sabit kabul edilip, sanık hakkında 7258 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamış, sanık müdafiin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

III. KARAR

A. Şikâyetçi ... Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden

Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle şikâyetçi vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık Müdafiin Temyiz İsteği Yönünden

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğuyla ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.12.2024 tarihinde karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık ... hakkında, 7258 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün, sanık müdafii ile şikayetçi kurum vekili tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluğun onamaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;

Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş ayrılığı, iki gün içerisinde değişik şahıslara 119 kez yasa dışı bahis oynatan sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

Temyiz incelemesi yapılan bu dosyada, sanığa ait işyerinde internet üzerinden bahis oynantığının tespiti üzerine bilgisayara el konulduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesinde iki ayrı günde 119 kez yurtdışı kaynaklı bahis oynatıldığı tespit edilmiş, 7258 sayılı Yasanın 5a maddesinden cezalandırılması için dava açılmıştır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarih ve 2014/7-591 E., 2014/171 K. sayılı kararında belirtildiği üzere;

Görüş ayrılığının çözülebilmesi için "zincirleme suç" hükümleri üzerinde durulmalıdır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinin ilk fıkrasında; "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır" biçiminde zincirleme suç düzenlemesine yer verilmiş, ikinci fıkrasında; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" denilmek suretiyle aynı neviden fikri içtima kurumu hüküm altına alınmış, üçüncü fıkrasında ise; "Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, ... ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz" düzenlemesi ile zincirleme suç ve aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanamayacağı suçlar belirtilmiştir.

TCK.nun 43/1. maddesi düzenlemesinden anlaşılacağı üzere, zincirleme suç hükümlerinin uygulandığı hallerde aslında işlenmiş birden fazla suç olmasına karşın, fail bu suçların her birinden ayrı ayrı cezalandırılmamakta, buna karşın bir suçtan verilen ceza belirli bir miktarda arttırılmaktadır.

5237 sayılı TCK.nun 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için;

a- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,

b- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,

c- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.

Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için gerekli olan unsurların üzerinde ayrıntılı olarak durulmasında yarar bulunmaktadır.

a) Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi;

Aynı suç 5237 sayılı TCK.nun 43. maddesinde; “Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır” denmek suretiyle açıklığa kavuşturulmuştur. Öğretide de “aynı suçtan anlaşılması gerekenin, aynı suç tipi olduğu”, kanunda düzenlenen suçların ismi aynı ise aynı suçtan söz edileceği, suçun ismi farklı ise artık aynı suçtan bahsedilemeyeceği kabul edilmektedir. (Nevzat Toroslu, Ceza Hukuku Genel Kısım, Savaş Yayınevi, Ankara, 2008. s.316; Osman Yaşar - Hasan Tahsin Gökcan - Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, 1. cilt, Ankara, 2014, s.1241-1242; Mahmut Koca - İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümleri, 6. bası, Ankara, 2013, s. 486-488; Türkan Sancar Yalçın-Yeni Türk Ceza Kanununda “Zincirleme Suç”, TBB Dergisi, sayı 70, Mayıs/Haziran 2007, s. 253)

5237 sayılı TCK.nun 43/1. maddesinde bulunan “değişik zamanlarda” ifadesinin açıklığı karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için suçların farklı zamanlarda işlenmesi gerektiği konusunda öğreti ve uygulamada tam bir görüş birliği bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, aynı mağdura, aynı zamanda, aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda tek suçun oluşacağı kabul edilmiştir. Bu halde zincirleme suç hükümleri uygulanarak artırım yapılamayacak, ancak bu husus TCK.nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde gözönünde bulundurulacaktır.

b) İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması;

Mağdur; Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğünde, “haksızlığa uğramış kişi” olarak tanımlanmaktadır. Ceza hukukunda ise mağdur kavramı, suçun konusunun ait olduğu kişi ya da kişilerdir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde suçun maddi unsurları arasında yer alan mağdur, ancak gerçek bir kişi olabilecek, tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkün ise de bunlar mağdur olamayacaklardır. Suçtan zarar gören ile mağdur kavramları da aynı şeyi ifade etmemektedir. Mağdur suçun işlenmesiyle her zaman zarar görmekte ise de, suçtan zarar gören kişi her zaman suçun mağduru olmayabilir. Bazı suçlarda mağdur belirli bir kişi olmayıp; toplumu oluşturan herkes (geniş anlamda mağdur) olabilecektir. (Mehmet Emin Artuk - Ahmet Gökcen - A.Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. bası, Ankara, 2014, s.284; İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 9. bası, Ankara, 2013, s. 211-215; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 6. bası, Ankara, 2013, s.107-109; Osman Yaşar - Hasan Tahsin Gökcan-Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, 6. cilt, Ankara, 2014, s.7958-7959)

c) Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi;

Ceza Genel Kurulunun 14.01.2014 gün ve 384-2, 03.12.2013 gün ve 1475-577, 30.05.2006 gün ve 173-145, 08.07.2003 gün ve 189-207, 13.10.1998 gün ve 205-304, 20.03.1995 gün ve 48-68 ile 02.03.1987 gün ve 341-84 sayılı kararlarında "aynı suç işleme kararı" kavramından, kanunun aynı hükmünü birçok kez ihlal etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması gerektiği, bu bağlamda failin suçu işlemeden önce bir plan yapmasının veya bu suça niyet etmesinin, fakat fiili bir defada yapmak yerine, kısımlara bölmeyi ve o surette gerçekleştirmeyi daha uygun görmesinin, hareketinin önceki hareketinin devamı olmasının ve tüm hareketleri arasında subjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiği kabul edilmiş, ilk eylemle ikinci eylem arasında makul sayılamayacak uzunca bir sürenin geçmesinin, sanığın aynı suç işleme kararıyla değil, çıkan fırsatlardan yararlanmak suretiyle suçu işlediğini gösterdiği belirtilmiştir.

Öğretide ise aynı suç işleme kararının, kanunun aynı hükmünü müteaddit defa ihlal etmek hususunda önceden kurulan bir plan ve genel bir niyet anlamında bulunduğu (Sulhi Dönmezer-Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza hukuku, Beta Basım Yayım, 14. bası, İstanbul, 1997, s.528 vd), çok genel bir birliğin, genel bir saik birliği sonucuna götüreceği, saik birliğinin, kararda birliği meydana getiremeyeceği, suç saiki, niyeti, amacı ile kararının karıştırılmaması gerektiği, yine fırsat çıktığı zaman suç işlemek için verilen genel bir kararın, müteselsil suçun bu sübjektif şartını oluşturmayacağı (Türkan Yalçın Sancar, Mütesessil Suç, Seçkin Yayınevi, Ankara, 1995, s.70 vd), failin çıkacak her fırsattan yararlanmak hususunda genel ve soyut bir kararının varlığının aynı suç işleme kararının kabulünü gerektirmeyeceği (Kayıhan İçel, Suçların İçtimaı, İstanbul, 1972, s. 136-137; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 6. bası, Ankara, 2013, s. 490), kanunda kullanılan karar tabirinden anlaşılması gerekenin, failin daha baştan itibaren birden fazla suçu kısım kısım işlemeye yönelik tasavvuru olduğu, önceden bir plan yapmış, niyetini oluşturmuş, fakat bunu bir defada gerçekleştireceği yerde, kısımlara bölmeyi ve o suretle gerçekleştirmeyi daha uygun görmüş ve bu plana göre hareket etmiş olduğu için zincirleme suçun kabul edildiği (Hakan Hakeri, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, Ankara, 2011, s.507), zincirleme suç halinde failin somut fiiline ve fiillerin bütününe yönelik olmak üzere iki iradesinden söz edilebileceği, zincirleme suç işlemeye yönelik iradenin, yani bir suç işleme kararının her bir suça ilişkin kasıttan önce geldiği (Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayımcılık, 3. bası, İstanbul, 2013, s. 475), zincirleme suçun sübjektif şartının bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen suçlar arasında manevi bir bağ bulunması olduğu (İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 9. bası, Ankara, 2013, s. 553), suçların işleniş biçimindeki benzerlik, aynı türden fırsatları değerlendirme, suçla korunan hukuki değer, hareketin yöneldiği maddi konunun nitelik ve başkalıkları ve suçlar arasındaki zaman aralığı gibi dışa yansıyan veri ve davranışlardan yararlanılarak tespit edilecek olan bir suç işleme kararının kanunun aynı hükmünü ihlal etmek hususundaki failin genel planı olduğu (Mehmet Emin Artuk-Ahmet Gökçen-Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 7. bası, Ankara, 2013, s. 645-646) görüşleri ileri sürülmüştür.

Suç kastından daha geniş bir anlamı içeren suç işleme kararı, suç kastından daha önce gelen genel bir karar ve niyeti ifade etmektedir. Önce suç işleme kararı verilmekte ve bundan sonra bu genel kararın icrası farklı zamanlardaki suçlarla gerçekleştirilmektedir. Kararın gerçekleştirilmesi için gerekli suçların herbirinde ayrı suç kastları, bir başka deyişle bir suç için gerekli olan maddi ve manevi unsurlar ayrı ayrı yer almaktadır. Böylece suç işleme kararı denilen genel plân, niyet veya karar, zinciri oluşturan ve her biri birbirinden bağımsız olan suçları birbirine bağlayan ortak bir zemini oluşturur.

Suç işleme kararının yenilenip yenilenmediği, birden çok suçun aynı karara dayanıp dayanmadığı, aynı zamanda suçlar arasındaki süre ile de ilgilidir. İşlenen suçların arasında kısa zaman aralıklarının olması suç işleme kararında birlik olduğuna; uzun zaman aralıklarının olması ise suç işleme kararında birlik olmadığına karine teşkil edebilecektir. Yine de çeşitli suçlar arasında az veya çok uzun zaman aralığının var olması, bu suçların aynı suç işleme kararının etkisi altında işlendiğini ya da işlenmediğini her zaman göstermeyecektir. Diğer bir anlatımla, sürenin uzunluğu kararın yenilendiğini düşündürebileceği gibi, kısalığı da her zaman kararın yürürlükte olduğunu göstermeyebilecektir. Diğer taraftan, hukuki veya fiili kesintiler olduğunda farklı değerlendirmeler yapılması mümkündür. Ancak bu değerlendirme her olayda ayrı ayrı ve diğer şartlar da dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu nedenle, başlangıçta belirli bir süre geçince suç işleme kararı yenilenmiş ya da değişmiş olur demek, soyut ve delillerden kopuk bir değerlendirme olacaktır. Failin iç dünyasını ilgilendiren bu kararın varlığının her olayın özelliğine göre suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluşum ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler değerlendirilerek belirlenmesi gerekecektir.

Görüldüğü üzere, zincirleme suçun oluşumu için işlenen suçlar arasında ne kadar zaman geçmesi gerektiği konusunda genel ve mutlak bir kural koymak mümkün olmadığından, hangi süre içerisinde işlenirse işlensin, işlenen suç başlangıçtaki genel niyete veya suç işleme konusundaki tek karara dayanıyor ise zincirleme suç hükümleri uygulanacak, ancak işlenen suç failin yeni bir suç işleme kararına dayanıyorsa artık zincirleme suç söz konusu olmayacaktır.

Yapılmakta olan soruşturma sonucunda toplanan delillerin failin suçu işlediği yönünde yeterli şüphe oluşturması üzerine Cumhuriyet Savcısınca şüpheli hakkında CMK.nun 170. maddesi uyarınca iddianamenin düzenlenmesiyle hukuki kesinti oluşmaktadır. İddianamenin düzenlenmesiyle olaylar arasında hukuki kesinti oluştuğundan iddianamenin düzenlenmesinden sonra devam eden eylemler ise başka bir ceza soruşturmasının konusunu oluşturacaktır.

Buna karşın işlemiş olduğu suçtan dolayı henüz hakkında iddianame düzenlenmeden, sanığın aynı suç işleme kararıyla ve aynı mağdura (suçtar zarar görene) karşı yeniden suç işlemesi durumunda, hukuki kesinti gerçekleşmeden aynı suçun işlenmesi söz konusu olduğundan sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır. Bu ahvalde sanığın her suçtan ayrı ayrı cezalandırılması yoluna gidilmeyecek, sanığa bir suçtan ceza verildikten sonra hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle cezasından artırım yapılacaktır.

Buna göre, soruşturma aşamasında sanığın aynı suç işleme kararıyla, aynı mağdura (suçtan zarar görene) karşı değişik zamanlarda aynı suçu işlediğinin tespit edilmesi durumda, soruşturma dosyalarının birleştirilerek kamu davası açılması, bu hususa riayet edilmeden kamu davalarının açılması halinde ise hukuki kesintinin oluşmasından önce sanığın aynı mağdura karşı bir suç işleme kararıyla aynı suçu değişik zamanlarda işlediğinin anlaşılması durumunda dava dosyalarının birleştirilerek sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi isabetli bir uygulama olacaktır.
7258 sayılı Yasanın 5/b maddesindeki suçun oluşması için bir kez dahi yasadışı bahis oynatılması yeterlidir. Yani temadi eden bir suç değildir.

Bu anlatılanlardan sonra somut olaya baktığımızda;

İşyerinde internet üzerinden bahis oynantığının tespiti üzerine bilgisayara el koyularak, bilgisayar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde iki ayrı günde 119 kez yurtdışı kaynaklı bahis oynattığı tespit edilen sanığın, hukuki kesinti oluşmadan bir suç işleme kararıyla, aynı mağdura (suçtan zarar görene) karşı ve iki ayrı gün olması nedeniyle değişik zamanlarda 7258 sayılı Yasanın 5/b maddesinde düzenlenen suçu işlediği anlaşıldığından, hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

7258 sayılı Yasanın 5/b maddesinde düzenlenen suçun mağduru toplumu oluşturan herkestir.

Dosya kapsamına göre, sanığın yasadışı bahis oynatmaya karar verdikten sonra, bu kararın icrası kapsamında tespit edilebildiği kadar 25.04.2015 tarihinde ve bir gün öncesinde eylemlerini gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Ceza Genel Kurulu’nun yukarıda ayrıntısı ile bahsedilen içtihadında da belirtildiği üzere, tek suç işleme kararı kapsamında yani yasadışı bahis oynatma kararı uyarınca aynı mağdura karşı 2 gün gibi kısa aralıkla 119 kez 7258 sayılı Yasanın 5/b maddesinde düzenlenen suçu işlediği, hukuki kesinti gerçekleşmeden aynı suçun işlenmesi söz konusu olduğundan sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekçesiyle hükmün bozulması yerine, sanığın eyleminin tek kabul edilerek 7258 sayılı Yasanın 5/b maddesinden kurulan hükmün onanması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz. 16.12.2024

Bayram Yüksekkaya
Site Etiketleri: Adana Ceza Avukatı Adana Boşanma Avukatı Adana Avukat Adana Ağır Ceza Avukatı Ceza Avukatı Adana Avukat Boşanma Avukatı Ağır Ceza Avukatı Adana Ceza Avukatı Adana Ağır Ceza Avukatı

BENZER KONULAR

MANEVİ TAZMİNAT - KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI

TARİHİ BELLİ OLMAYAN HAKARET VE TEHDİT BOŞANMA KARARINDA HÜKME ESAS ALINAMAZ

EVLİLİK BİRLİĞİNİN DEVAMI İÇİN BARIŞMA TEKLİFİ VEYA GÖRÜŞMESİ AF NİTELİĞİNDE KABUL EDİLEMEZ

ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI GEREKTİRİYORSA ANNESİNİN KIZLIK SOYADINI ALABİLECEĞİ

BOŞANMADA MADDİ VE/VEYA MANEVİ TAZMİNAT İÇİN, AĞIR VEYA EŞİT KUSURLU OLMAMAK GEREKİR

DÜZENLİ VE SÜREKLİ GELİR VARSA, YOKSULLUK NAFAKASI ÖDENMEZ

YABANCI KARŞI CİNSLERLE İLETİŞİM KURMAK VE MESAJLAŞMAK, SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRIDIR

"ÇALDIYSAM KOCAM ÖDESİN" DEMEK BOŞANMA SEBEBİDİR

CAHİLLER DEMEK, KİŞİSEL BAKIM VE TEMİZLİĞE DİKKAT ETMEMEK, EŞİN AİLESİYLE GÖRÜŞMESİNE ENGEL OLMAK

HUKUKA AYKIRI DELİLLERE DAİR TANIK BEYANLARI KARARA ESAS ALINAMAZ

EŞ VE EVLE İLGİLENMEME, İHTİYAÇLARI KARŞILAMAMA, EŞİ EVDE YALNIZ BIRAKMA

EŞİN YAZIŞMALARININ EKRAN GÖRÜNTÜLERİNİ ALMAK HUKUKA UYGUN DELİLDİR

ORTAK KONUT OLUŞTURULAMAMASI- KUSUR

İŞ KONUSUNDA YALAN SÖYLEMEK- ÖNCEKİ EVLİLİKTEN BAHSETMEMEK KUSUR OLARAK DEĞERLENDİRİLİR

TEDBİR VE İŞTİRAK NAFAKALARINI HAKİM, KENDİLİĞİNDEN TESPİT ETMEK ZORUNDADIR

İSTİNAF AŞAMASINDA ÇEKİŞMELİ BOŞANMA, ANLAŞMALI BOŞANMAYA ÇEVRİLEBİLİR

FİİLİ AYRILIK, TEK BAŞINA BOŞANMAYA YETERLİ DEĞİLDİR

BEDDUA ETMEK BOŞANMA SEBEBİDİR

ÇOCUK İSTEMEMEK BOŞANMA SEBEBİDİR

HASTA EŞİ HOCAYA GÖTÜRMEK ve BOŞANMA

EŞİ YALNIZ BIRAKMAK

EŞİN ARABASINA ZARAR VERMEK

ŞANS OYUNLARI OYNAMAK-BOŞANMA

DİN, DİL, IRK AYRILIĞI-BOŞANMA

"SENİN ALLAH BELANI VERSİN" DEMEK-BOŞANMA

EŞİNİN KIZ OLMADIĞI YÖNÜNDE SÖYLENTİ ÇIKARMAK

"10 TANE KARI BULURUM AMA BİR TANE ANA BULAMAM" DEMEK-BOŞANMA

SALAK, GERİ ZEKALI, APTAL, MANYAK GİBİ SÖZLER VE BOŞANMA

BOŞANMADA "EVE DÖN İHTARI" ÇEKİLMESİNİN HÜKÜM VE SONUÇLARI

KREDİ KARTINI İPTAL ETME-KAYINVALİDEYE MANYAK KARI DEMEK-MANEVİ TAZMİNAT

SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI - EKSİK İNCELEME - LEHE KANUN BELİRLENMESİ

HIRSIZLIK - DEĞER AZLIĞI - İNDİRİM

TEHDİT - SOYUT BEYAN - ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR

SANIĞA TEFHİM İLE TEMYİZ SÜRESİ BAŞLAR MÜDAFİİYE YAPILAN TEBLİĞ SÜREYİ YENİDEN BAŞLATMAZ

POŞETTE PARMAK İZİ - İŞTİRAK - BOZMA KARARI

BOŞANMA DAVASINDA ÖZEL YETKİ İÇERMEYEN VEKALETNAME - SÜRE VERİLME ZORUNLULUĞU

GEREKÇELİ KARARIN HASMA TEBLİĞ EDİLMESİ - USULSÜZ TEBLİGAT

KARAR VEREN HAKİME "ALLAH BELANI VERSİN" DEMEK HAKARET SUÇUNA VÜCUT VERMEZ

TENSİP ZAPTI İLE BİRLİKTE KESİN SÜRE VERİLEMEZ

DİNİ DEĞERLERİ ALENEN AŞAĞILAMA - KAMU BARIŞINI BOZMAYA ELVERİŞLİLİK

EVLİ KİŞİYE "SEVGİLİM" DENMESİ CİNSEL TACİZ SUÇUNU OLUŞTURUR

POLİS MEMURUNA "TERÖRİST" DEMEK HAKARET SUÇUNA VÜCUT VERMEZ

YASA DIŞI BAHİS - ZİNCİRLEME SUÇ

14 METRE MESAFEDEN MAĞDURUN ARKASINDAN ATEŞ ETMEK ÖLDÜRME KASTINI GÖSTERİR

SANIK İLE KATILAN ARASINDA ÖLDÜRMEYİ GEREKTİRİR HUSUMET YOKSA ÖLDÜRME KASTINDAN BAHSEDİLEMEZ

REŞİT OLMAYANLA RIZA İLE CİNSEL İLİŞKİDE ŞİKAYET HAKKI (15-18 YAŞ ARALIĞI İÇİN) MAĞDURA AİTTİR

TOPLANMASI İSTENİLEN DELİLİN TOPLANMAMASI ADİL YARGILAMA HAKKININ İHLALİDİR

SAHTECİLİK SUÇLARINDA ZAMANAŞIMI SAHTE BELGENİN EN SON KULLANILDIĞI TARİHE GÖRE HESAPLANIR

ZORLA ALINAN EŞYADAN FAYDALANMA KASTI YOKSA YAĞMA SUÇU OLUŞMAZ

SAVCILIĞA YAZILI ŞİKAYET ÜZERİNE GEREKLİ VE YETERLİ ARAŞTIRMA YAPILMAMASI HUKUKA AYKIRIDIR

KİŞİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KALMA SUÇU SIRASINDA İŞLENEN TEHDİT VE YARALAMADAN AYRICA CEZA VERİLMEZ

GÜN OLARAK BELİRTİLEN ADLİ PARA CEZASININ PARAYA ÇEVRİLMEMESİ İNAZDA TEREDDÜT OLUŞTURUR

BOŞANMA DAVASINDA İSPAT EDİLEN KUSUR KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI OLUŞTURMUYORSA MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLEMEZ

TANIKLIKTAN ÇEKİNME HAKKI OLAN TANIĞA BU HAKKI HATIRLATILMADAN ALINAN BEYANINDAN YALANCI TANIKLIK SUÇU OLUŞMAZ

SANIĞIN KASITLI SUÇTAN SİCİLİ OLMASI ERTELEMEYE ENGEL DEĞİLDİR

YAĞMA SUÇU VE SOYUT BEYAN

ŞÜPHELİ TESPİT EDİLEMİYORSA DAİMİ ARAMA KARARI VERİLİR

MEŞRU SAVUNMA-SINIRIN KASTEN BASİT TAKSİRLE-BİLİNÇLİ TAKSİRLE AŞILMASI AYRIMI-NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA

70 ADET EXTACY HAP KİŞİSEL KULLANIM SINIRININ ÜZERİNDEDİR

FAİLDEKİ KAST, FAİL İLE MAĞDUR ARASINDAKİ HUSUMET, SUÇTA KULLANILAN ALET VE OLAYIN ÖRGÜSÜNE GÖRE BELİRLENİR

BOŞANMA-KÜRTAJA KADININ HASTANEDE ONAY VERMESİ BASKI OLMADIĞI ANLAMINA GELMEDİĞİ-ÖZGÜVENSİZ DEMEK

İSTİHBARİ BİLGİ VAR İSE UYUŞTURUCU MADDEYİ ARAMA ÖNCESİ TESLİM ETMEK ETKİN PİŞMANLIK OLMAZ

İCRA TAKİBİNİN YAPILDIĞI GÜN VE ÖDEME EMRİ TEBLİĞE ÇIKARILMADAN BORCUN ÖDENMESİ - BORCUN FERİLERİ VE VEKALET ÜCRETİ SORUNU

SANIĞIN ŞAKA AMAÇLI BİR FİİLDE BULUNMASI KASTI ORTADAN KALDIRMAZ VE CEZALANDIRMAYI ENGELLEMEZ

MÜDAFİNİN ESAS HAKKINDA MÜTALAAYA KARŞI BEYANDA BULUNMAK İÇİN SÜRE TALEBİNİ HUKUKA AYKIRI OLARAK RET NEDENLERİ

SANIĞIN DOĞRUYU SÖYLEMEYE ZORLANAMAYACAĞI - SUSMA HAKKI - MASUMİYET KARİNESİ - GEREKÇELİ KARAR HAKKININ İHLALİ

KARŞILIKLI HAKARET - ÖNCE KİMİN HAKARET ETTİĞİNİN TESPİTİ

NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA - TASARLAYARAK ÖLDÜRME ŞARTLARI

SAHTECİLİKTEN HAKKINDA KAMU DAVASI AÇILAN KİŞİYE “SAHTEKAR” DEMEK HAKARET SUÇUNA VÜCUT VERMEZ

TCK MD 128 - SAVUNMA DOKUNULMAZLIĞI - CEHALET BEYANI

SOYUT BEYAN - TANIĞIN BEYANI AKSİNE ŞİKAYET - BERAAT

BİRİNE HAYSİYETSİZ DEMEK HAKARET SUÇUNA VÜCUT VERİR

FARE SURATLI DEMEK HAKARET SUÇUNA VÜCUT VERİR

FAŞİST DEMEK HAKARET DEĞİLDİR

YAŞI KÜÇÜK SSÇ İÇİN SOSYAL İNCELEME RAPORU ALINMAMASI BOZMA SEBEBİ DEĞİLDİR

KARŞILIKLI HAKARETTE CEZA VERİLMESİ GEREKEN HAL

BU ARA KARARA SADECE GÜLÜNÜR ÇOK KOMİK - HAKARET

FAİLİN ÖLDÜRME KASTI TESPİT EDİLEMEZ İSE TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET VERME OLUR

YAĞMA SUÇU CEBİR UNSURU

KURU SIKI TABANCA İLE ATEŞ ETME SUÇ OLUŞTURMAZ

YARALAMA EYLEMİNİN İRADE AÇIKLAMASI NİTELİĞİNDEKİ TEHDİTTEN AYRICA CEZA VERİLEMEZ

BOŞANMA - APLİKASYONDAN SİPARİŞ VERME DELİLİ

ZARARIN KISMEN GİDERİLMESİ - KATILANA SORULMA ZORUNLULUĞU

USULSÜZ İFADE - CİNSEL TACİZ - CİNSEL İSTİSMAR

DİRENME KARARI VERMEYEN MAHKEME BOZMA KARARIYLA BAĞLIDIR

ZİNCİRLEME UYUŞTURUCU TİCARETİ SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK

ALDATMA ŞÜPHESİYLE EŞİN TELEFONUNU ALMA - NİTELİKLİ YAĞMA

WEB SİTESİ YÖNETİCİSİ ÜYELERİN PAYLAŞIMLARINDAN SORUMLUDUR

KARŞI CİNSLE YANAK YANAĞA FOTOĞRAF - BOŞANMA

KİŞİSEL VERİDE HAKİMİYET UNSURU - BERAAT NEDENİ

ALT SINIRI 5 YILDAN AZ OLAN SUÇLARDA TALİMATLA İFADE ALINIR İKEN ESAS MAHKEMEDE İFADE VERMEK İSTEYİP İSTEMEDİĞİ SORULMALIDIR

ALT SINIRI 5 YIL VE DAHA FAZLA OLAN SUÇLARDA SANIĞIN TALİMATLA İFADESİNİN ALINMASI BOZMA SEBEBİDİR

SANIK DURUŞMADA HAZIR OLMAK İSTERSE, SEGBİSTEN İFADESİ ALINAMAZ

SANIĞA ZARARI GİDERME İMKANI VERİLMEDEN KARAR VERİLMESİ BOZMA SEBEBİDİR

AZMETTİRENİN YANINDA ÇALIŞAN - CMK 150/1 UYGULANMASI

FİRARİ ÖRGÜT ÜYESİNE YARDIM ETMEK ÖRGÜTE YARDIM ETMEK SUÇUNA VÜCUT VERİR

MAĞDURUN TEŞHİSİNE AYKIRI CEZALANDIRMA - ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR

SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMI İLE CUMHURBAŞKANINA HAKARET - PAYLAŞIMIN ÖRNEĞİNİN SUNULMAMASI - AÇIK KAYNAK ARAŞTIRMASINDA PAYLAŞIMIN BULUNAMAMASI - BERAAT

YAĞMA SUÇUNDA ZİNCİRLEME SUÇ HÜKÜMLERİ UYGULANAMAZ

CEZA YARGILAMASINDA ALACAK KAVRAMININ ANLAMI - ANNE YANINDA YAŞAYAN ÇOCUĞUN TARAFSIZ OLAMAYACAĞI İHTİMALİ - YAĞMA

SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN CUMHURBAŞKANINA HAKARET - HAKARET PAYLAŞIMI YAPAN HESABIN SANIĞA AİT OLDUĞUNUN İSPAT EDİLEMEMESİ - BERAAT

TEHDİT - SADECE ŞİKAYETÇİNİN BEYANI İLE CEZA VERİLEMEYECEĞİ - DELİL BULUNMAMASI

YAĞMA - YOĞUN ALKOLLÜ SANIKLARIN ALACAKLI OLDUKLARINI DÜŞÜNMELERİ - DAHA AZ CEZAYI GEREKTİRECEK HAL

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS - SOĞUKKANLILIK

TÖRE SAİKİYLE VE TASARLAYARAK KARDEŞİNİ ÖLDÜRME - SOĞUKKANLILIK

TASARLAYARAK ÖLDÜRME SUÇUNA YARDIM - PLAN KURMA

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - SOĞUK KANLILIK - PLAN KURMA

KASTEN ÖLDÜRME - SUÇA KATILMA - YARDIM EDEN

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - PLAN YAPMA - KASTTA SEBAT GÖSTERME

ÜSTSOYU KASTEN ÖLDÜRME - YAĞMA

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - PLAN YAPMA - HAKSIZ TAHRİK

KASTEN ÖLDÜRME - ÇOCUĞUN YAŞI 18'E NE KADAR YAKINSA O KADAR ÜST SINIRDAN CEZA VERİLMESİ GEREKLİLİĞİ

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - PLAN YAPMA - SOGUKKANLILIK

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - TANIM

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - ŞARTA BAĞLILIK - AZMETTİRME - EŞE KARŞI KASTEN ÖLDÜRME

KASTEN YARALAMA SONUCU ÖLÜME NEDEN OLMA - NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA

YARGILAMA AŞAMASINDA GELİŞTİRİLEN HAKSIZ TAHRİK İDDİASI - KABUL EDİLEMEZLİK