

USULSÜZ İFADE - CİNSEL TACİZ - CİNSEL İSTİSMAR
9. Ceza Dairesi 2024/8819 E. , 2025/2435 K.
İlk Derece Mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasında bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda, Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesince mevcut delillerin değerlendirilmesi neticesinde sanığın cinsel taciz suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Özetle sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, kararın usul ve yasaya aykırı olup bozulmasına ve diğer temyiz sebeplerine ilişkindir.
B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Özetle sanık beyanlarının çelişkili, mağdure beyanlarının ise tutarlı olduğuna, mahkemece karşı oy görüşünün dikkate alınmadığına, mağdure tekrar dinlenilmeden tek celsede yargılamanın sona erdirilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasına ve diğer temyiz sebeplerine ilişkindir.
III. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kararında sanık müdafii ile katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, sayın üye ...'ın karşı oyu ve oy çokluğuyla ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.03.2025 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
Daire çoğunluğunca sanık hakkında cinsel taciz suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onamasına karar verilmiş ise de;
Olay tarihinde on yedi yaşını bitirmiş olan çocuk mağdure, Cumhuriyet Savcısı ve Mahkeme huzurundaki ifadelerinde sanığın kendisini zorla bindirdiği aracın arka koltuğunda üstüne abanarak "seni seviyorum, senin hayranınım, vermezsen seni bırakmam" şeklinde sözler söylediğini beyan etmiş olup, kolluk tarafından alınan ifadesinde ise sanığın temasından söz etmeksizin aynı şekilde aracın arka koltuğunda yanına gelerek bahsi geçen sözleri söylediğini ifade etmiştir. Dairemizin önceki bozma ilamında mağdurenin kolluk ifadesinde sanığın temasından söz etmemesi nedeniyle temasın gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda şüphe bulunduğu ve eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 105. maddesi kapsamında cinsel taciz suçunu oluşturduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyan mahkemece de cinsel taciz suçundan hüküm kurulmuştur.
Ceza yargılamasında esas olan yüz yüzelik ilkesi gereğince hakimin duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayananarak karar vermesidir (5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "5271 sayılı Kanun" 217. maddesi). Soruşturma aşamasında ise esas olan tarafların ifadesinin alınması ve tanıkların dinlenmesinin Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılmasıdır (5271 sayılı Kanun 169/1 maddesi). Kolluk tarafından tarafların ve tanıkların ifadelerinin alınması ise teknik anlamda "sorgu" ve "ifade" işlemi olmayıp 5271 sayılı Kanun 160/2, 161 ve 164/2 maddeleri kapsamında Cumhuriyet Savcısının talimatıyla delil toplama işlemleridir. CMK'nun 52/3-a maddesine göre mağdur çocukların dinlenmesi sırasında görüntü ve ses kaydı alınması zorunlu olduğu gibi 236. maddesine göre ifade sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman kişi bulundurulması zorunludur.
Mağdurenin soruşturma aşamasında 25.06.2013 tarihli beyanı kolluk tarafından avukat huzurunda alınmış ancak usule aykırı olarak görüntü ve ses kaydı alınmamış ve uzman kişi bulundurulmamıştır. Usuli eksiklik Cumhuriyet Savcısı tarafından farkedilmiş ve mağdure 04.11.2013 tarihinde Cumhuriyet Savcısı tarafından pedagog huzurunda tekrar dinlenmiş ve görüntü kaydı alınmıştır.
Mağdurenin Mahkeme ve Cumhuriyet Savcısı huzurundaki usulüne uygun alınmış ve birbiriyle tutarlı ifadelerinde sanığın aracın arka koltuğunda kendisini itekleyerek üzerine abanmaya çalıştığını beyan etmiş olmasına rağmen, kollukta usulüne uygun alınmayan beyandaki bir boşluk gerekçe gösterilerek sanığın mağdureye temas edip etmediği hususunun şüphede kaldığı gerekçesiyle eylemin cinsel taciz niteliğinde olduğunun kabulü doğru değildir. Mağdurenin Mahkeme ve Cumhuriyet Savcısı huzurunda alınan ifadeleri esas alınarak hüküm kurulmalıdır.
Gerçekleşen haliyle sanığın eylemi cinsel amaçlı olarak mağdureye kısa süreli, ani ve kesintili temastan ibaret olup eylemin 5237 sayılı Kanun 103/1 maddesi kapsamında sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozulması gerektiğinden onama yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
