

KARŞI CİNSLE YANAK YANAĞA FOTOĞRAF - BOŞANMA
2. Hukuk Dairesi 2024/8055 E. , 2024/8469 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının zina nedeniyle boşanmaya karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, temyize konu sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, tarafların zina nedeniyle boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin tesadüfen kadının başka erkeklerle yapmış olduğu telefon mesajlaşmalarını, sık sık ve çeşitli saatlerde telefonla yapılmış konuşmalarının kayıtlarını ve başka bir erkekle sadakat yükümlülüğüne uymayacak şekilde çektirdiği fotoğraflarını gördüğünü, müvekkilinin bir defasında kadının başka bir erkekle aile konutunda yalnız kaldıklarını, evde uzun zaman geçirdiklerini öğrendiğini, erkek açısından evlilik birliğinin devam ettirilmesinin mümkün olamayacağını, bu durumun kendisi için kabul edilemez bir durum olduğunu, erkeğin psikolojik çöküntü içerisine girdiğini iddia ederek davanın kabulüne, zina nedeniyle aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; olayların tamamen yalan ve iftiradan ibaret olduğunu, evlendikten hemen sonra 23.08.2007 tarihinde Yakar Tekstil isimli işyerinde çalışmaya başladığını, davacının ise o tarihlerde işportacılık yaptığını, evlendikten sonra 2012 tarihinde ... İstanbul Esenyurt şubesinden 38.000,00 TL kredi çektiğini, evi bu şekilde aldıklarını, evin kredisini kendisinin ödediğini, hem de çocuklarına kendisinin baktığını, davacının çalışmadığını, kızına ve ona şiddet uyguladığını, ailesinin köyden gıda yardımında bulunduğunu, eşine birçok yerden sigortalı iş tekliflerinin geldiğini, ancak çalışmadığını, eşinin başkalarının kumandası altında çalışmak istemediğini, davacının elinde ona ait olduğunu iddia ettiği mesaj ve telefon konuşma kayıtlarının olduğunu söylediğini, oysaki bu fotoğrafların Photoshop olduğunu tahmin ettiğini, kesinlikle eşini aldatmadığını ve başkasına mesaj çekmediğini, telefonunun WhatsApp’tan eşinin kardeşi ... S. adına yönlendirildiğini, bu vesileyle onun adına yalan şekilde yazılar yazıldığını, bir defasında kayınbiraderinin telefonunu alarak mesajları sen mi yazdın diye kendisine sorduğunu ve ona tokat attığını, daha sonra onu babasının evine götürdüklerini, eşinin yeğeni ... B. ile birlikte ona komplo kurulduğunu, ancak bunu ispat edemeyeceğini, o mesajları çeken kişinin ... B. olduğunu, eşiyle aralarında bugüne kadar herhangi bir sorun olmadığını, davacının ailesinin onu iffetsizlikle suçladığını, bu nedenle kendisinin de boşanmayı kabul ettiğini, ortak çocuklarının velâyetlerinin tarafına verilmesini, lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece mahkemesinin 27.03.2019 tarih ve 2017/280 Esas, 2019/334 Karar sayılı kararı ile, taraflar arasında tartışmalar yaşandığı, davalı kadın eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle eşini aldattığı, müşterek çocuklara karşı ilgisiz davrandığı, dolayısıyla gelişen olaylarda davalı kadın eşin tam kusurlu olduğu sonuç ve kanaatiyle evlilik birliğinin devamında taraflar açısından korunmaya değer bir yararın kalmadığı ve tarafların tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olamayacağı anlaşıldığından zina yönünden ispatlanamayan davada tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin davacı babaya verilmesine, velâyeti babaya verilen ortak çocuklarla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, davalı kadının nafaka talebinin reddine ve davalı tarafından usulüne uygun açılmış bir mal rejimi tasfiyesi davası bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 24.02.2022 tarih ve 2019/1236 Esas, 2022/332 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı belirtilerek işin esası incelenmeksizin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak dosyanın yeniden karar vermek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadın eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle eşini aldattığı, ortak çocuklara karşı ilgisiz davrandığı, dolayısıyla gelişen olaylarda davalı kadın eşin tam kusurlu olduğu sonuç ve kanaatiyle evlilik birliğinin devamında taraflar açısından korunmaya değer bir yararın kalmadığı ve tarafların tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olamayacağı anlaşıldığından tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davanın zina nedeniyle boşanma yönünden reddine, 10.00,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesine, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocukları velâyetlerinin davacı babaya verilmesine, anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, usulüne uygun açılmış bir mal rejiminin tasfiyesi davası bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; zinaya dayalı davasının reddi, kusur tespiti ve tazminat miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, velâyet, aleyhe hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştr.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı itibari ile; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar venmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili tarafından zinaya dayalı davasının reddi, kusur tespiti ve tazminat miktarları yönlerinden, davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, velâyet, aleyhe hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemiz 04.03.2024 tarihli ve 2023/4808 Esas, 2024/1461 Karar sayılı kararı ile; kadının ortak konuta yabancı erkekler aldığı, başka bir erkekle Ankara Çayırhana gittiği ve 7 - 8 ay kadar bu kişi ile dini nikahlı olarak birlikte yaşadığı, daha sonra köyüne geri döndüğü, suçluluk duygusundan evinin balkonundan aşağı atlamak suretiyle intihara teşebbüs ettiği, başka bir erkekle yanak yanağa fotoğraflarının bulunduğu, davacı tarafından sunulan mesaj dökümlerinin davalı kadın tarafından kabul edildiği, tüm bunların kadının zinasının varlığını kabule elverişli olduğu ve zinanın kabulüne karine sayılacağı, bu nedenle zina nedeniyle davanın kabulünün gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmakla, kadının ortak konuta yabancı erkekler aldığı, başka bir erkekle Ankara Çayırhana gittiği ve 7 - 8 ay kadar bu kişi ile dini nikahlı olarak birlikte yaşadığı, daha sonra köyüne geri döndüğü, suçluluk duygusundan evinin balkonundan aşağı atlamak suretiyle intihara teşebbüs ettiği, başka bir erkekle yanak yanağa fotoğraflarının bulunduğu, davacı tarafından sunulan mesaj dökümlerinin davalı kadın tarafından kabul edildiği gerekçesi ile, davanın kabulüne, zina nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki düzenlenmesine, erkek yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, yöntemince açılmış bir mal rejimi tasfiyesi davası bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 inci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı erkek vekilince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
