GİZLİ TANIĞIN SORGULANMAMASI HAK İHLALİDİR
Bayram Yüksekkaya


GİZLİ TANIĞIN SORGULANMAMASI HAK İHLALİDİR
29-09-2025


 Yüksek Mahkeme Kararları - Avukat Bayram Yüksekkaya

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

ŞABAN KOŞAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/22165)

Karar Tarihi: 25/6/2025

KARAR

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan gizli tanığın başvurucu (sanık) tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Başvuru, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle başka temel hakların ihlal edildiğine ilişkin şikâyetleri de içermektedir.

2. Başvurucu, olayların meydana geldiği tarihte Kırşehir İl Millî Eğitim Müdürlüğünde maarif müfettişi olarak görev yapmaktadır.

3. Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu şüphesiyle başvurucu hakkında soruşturma başlatmıştır.

4. Soruşturma neticesinde Başsavcılık, başvurucunun silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan cezalandırılması talebiyle 23/12/2020 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede özetle; başvurucunun FETÖ/PDY liderinin çağrısı üzerine örgüte ait Asya Katılım Bankası A.Ş. (Bank Asya) isimli bankaya 31/12/2013-24/12/2014 tarihleri arasında yaklaşık olarak 3.000 TL ve 550 euro para yatırdığı, çocuklarını örgüte müzahir okula gönderdiği, ele geçen dijital materyallerinde örgüt liderine ait vaaz görüntüleri ile cep telefonunda ByLock ve Eagle isimli program kalıntılarının tespit edildiği belirtilmiştir. İddianamede ayrıca İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına ait soruşturma dosyasında dinlenen Sızıntı kod isimli gizli tanığın başvurucuyu teşhis ederek "...Türkçe öğretmeni olarak İsviçre'ye gelen [başvurucunun] resmî öğretmenlik görevi haricinde Frauenfeld bölgesine İsviçre imamı [İ. B.] tarafından imam olarak atandığı, ... Millî Eğitim Bakanlığı'nın vermiş olduğu öğretmenlik yurt dışı görevi 5 sene olmasına rağmen Türkiye'de açılan millî eğitim müfettişlik sınavını kazandığını, bundan dolayı dönemin İsviçre ülke imamı [H.A.nın] talimatı ile 3. senenin sonunda Türkiye'ye dönerek Millî Eğitim Bakanlığı müfettişi olduğu" şeklindeki beyanları doğrultusunda atılı suçu işlediği iddia edilmiştir.

5. İddianamenin kabulüyle açılan dava, Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülmeye başlanmıştır. Mahkeme 12/1/2021 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapmıştır. Tensip Tutanağı'nda -diğerlerinin yanı sıra- Bank Asya hesap hareketlerinin istenmesine, başvurucunun kullanımında bulunan GSM numaralarına ilişkin HTS kayıtlarının celbine, başvurucunun çocuklarının eğitim gördüğü okulların araştırılmasına ve Sızıntı kod isimli gizli tanığın dinlenmesi yönünde işlem yapılmasına karar verilmiştir. Mahkeme, başvurucunun Bank Asya hesabıyla ilgili bilirkişi raporu alınmasına yönelik bir ara kararı ise almamıştır.

6. Yargılama iki celsede tamamlanmıştır. Mahkeme, Sızıntı kod isimli gizli tanığın ilk celse öncesinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla dinlenmesi amacıyla istinabe mahkemesi tarafından15/2/2021 tarihinde hazır edilmesini istemiştir. Aynı zamanda, başvurucu müdafiine de gizli tanığa sorulmasını istediği soruların yazılı olarak dosyaya bildirilmesi şerhini içeren davetiye gönderilmiştir. Başvurucu ise Mahkemeye sunduğu 15/2/2021 tarihli dilekçesinde gizli tanık ile yüzleşmek ve kendisine soru sormak istediğini bildirmiştir. Başvurucu müdafiine gönderilen söz konusu davetiyenin gizli tanığın dinlendiği duruşmadan sonra 17/2/2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de müdafiinin 15/2/2021 tarihli dilekçesiyle tanıkla ilgili bilgi sahibi olmamaları nedeniyle gizli tanığa sorulmasını istedikleri soru bulunmadığını bildirdiği anlaşılmaktadır.

7. Mahkeme 15/2/2021 tarihinde dosyanın sürüncemede kalmaması, olayın niteliği, tanığın kimliğinin korunması bakımından var olan hukuki yarar ve gizlilik esası gerekçesiyle gizli tanığın dinlenmesi amacıyla resen celse açmıştır. Celsede başvurucu ve müdafii hazır bulunmamıştır. Sızıntı kod isimli gizli tanık istinabe mahkemesi tarafından SEGBİS vasıtasıyla hazır edilmiştir. Gizli tanık Sızıntı, Mahkeme beyanlarında özet olarak daha önce örgütün Avrupa yapılanması hakkında beyanda bulunduğunu, başvurucunun Türkçe öğretmeni olarak yurt dışına atandığını, resmî öğretmenlik görevi dışında Frauenfeld bölgesinde İsviçre imamı İ.B. tarafından imam olarak atandığını, yurt dışı öğretmenlik süresinin 5 yıl olmasına rağmen Türkiye'deki müfettişlik sınavını kazanması sonrasında İsviçre ülke imamı H.A.nın talimatı doğrultusunda Türkiye'ye dönerek müfettiş olduğunu beyan etmiştir.

8. Mahkeme birinci celsede gizli tanık beyanının alındığını belirtmiş ancak gizli tanığın beyanlarını ayrıca ve açıkça okuyarak başvurucunun beyan ve itirazlarını sormamıştır. Başvurucu, bu aşamada yaptığı savunmalarında; Bank Asya hesabını faizsiz bankacılık ve yüksek kâr payı getirdiği için açtığını, talimat üzerine para yatırmadığını, diğer bankalarda da hesabının olduğunu, çocuklarını başörtüsü yasağı nedeniyle adı geçen okullara gönderdiğini beyan etmiştir. Başvurucu ayrıca İsviçre'ye Türkçe öğretmeni olarak görevlendirildiğini, müfettiş olabilmek için yurt dışı görev süresi olan beş yılı beklemeden 2000 yılında Türkiye'ye müfettiş olarak döndüğünü, gizli tanığın beyanında geçen İ.B.yi camiden tanıdığını, H.A.yı ise tanımadığını beyan etmiştir. Başvurucunun alınan savunmasından sonra Cumhuriyet savcısı tarafından esas hakkında mütalaa verilmiştir. Başvurucu ve müdafiine esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için süre verilerek celse ertelenmiştir.

9. İkinci celsede başvurucu, önceki savunmaları doğrultusunda atılı suçu işlemediğini beyan etmiştir. Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Mahkeme gerekçeli kararında; başvurucudan ele geçen dijital materyallerle ilgili düzenlenen raporda örgüt liderine ait vaaz görüntülerinin tespit edilmiş olduğunu, başvurucuya ait cep telefonunda ByLock, Eagle, Psiphon, Clean Them All isimli örgüt mensuplarınca kullanıldığı bilinen programlara ait kalıntıların bulunduğunu ve Bank Asya hesabında 2014 yılı Ağustos ayına kadar 0,11 TL bakiye bulunmasına rağmen çağrı dönemiyle uyumlu olacak şekilde artış yapıldığını belirtmiştir. Diğer taraftan gerekçede, Sızıntı kod isimli gizli tanığın başvurucunun İsviçre imamı İ.B. tarafından Frauenfeld bölgesine imam olarak atandığı, yurt dışı görev süresi beş yıl olmasına rağmen Türkiye'de açılan millî eğitim müfettişlik sınavını kazanması üzerine dönemin İsviçre ülke imamı H.A.nın talimatıyla üçüncü senenin sonunda Türkiye'ye dönerek Millî Eğitim Bakanlığı müfettişi olduğu yönündeki beyanlarına da dayanıldığı anlaşılmaktadır.

10. Başvurucunun istinaf talebi Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin25/5/2021 tarihli kararıyla esastan reddedilmiştir. Başvurucu, 17/8/2021 tarihli temyiz dilekçesinde -diğerlerinin yanı sıra- gizli tanığın mahkeme huzurunda dinlenmediğini ve gizli tanıkla yüzleştirilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. Hüküm, temyiz kanun yolu denetiminden geçerek 22/12/2021 tarihinde kesinleşmiştir.

11. Başvurucu, nihai kararı 27/2/2022 tarihinde öğrenmiş; 2/3/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

12. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Tanık Sorgulama Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

13. Başvurucu, sorgulanamayan gizli tanık beyanlarının hükme esas alınması nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

14. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleriyle somut olayın kendine özgü şartlarının dikkate alınmasının gerekli olduğunu belirtmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

16. Anayasa Mahkemesi, benzer iddiaların ileri sürüldüğü başvurulara ilişkin olarak birçok kararında tanık sorgulama hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir (Baran Karadağ [2. B.], B. No: 2014/12906, 7/5/2015; AZ. M. [2. B.], B. No: 2013/560, 16/4/2015; Atila Oğuz Boyalı [2. B.], B. No: 2013/99, 20/3/2014). Buna göre bir sanığın kendisi hakkında gerçekleştirilen ceza yargılaması sürecinde tanıklara soru yöneltebilmesi, onlarla yüzleşebilmesi ve tanıkların beyanlarının doğruluğunu sınama imkânına sahip olması adil bir yargılamanın yapılabilmesi bakımından gereklidir. Böylelikle sanık, aleyhindeki tanık beyanlarının zayıf/itibar edilmez noktalarını ortaya koyup çelişmeli yargılama ilkesine uygun olarak onların güvenilirliğini huzurda sınayabilecek (test edebilecek), tanığın inandırıcılığı ve güvenilirliği bakımından sorduğu sorularla kendi lehine sonuçlar ortaya çıkarabilecek ve yargılama makamının uyuşmazlık konusu olayı sadece iddia makamının ileri sürdüğü şekliyle değil savunmanın argümanlarıyla da algılamasını sağlayabilecektir (AZ. M., § 55).

17. Ancak bazı olaylarda tanığın kim olduğunun sanıklar tarafından bilinmesi, tanığın kendisi veya yakınları için tehlike doğurabilir. Tanıklık yapacak olanların misillemeye uğramaktan korkmak için haklı sebepleri bulunabilir. Ayrıca örgütlü suçla mücadelede tanığın kimliğinin gizli tutulması hafife alınamaz. Örgütlü suçlardaki artış, bazı tedbirlerin alınmasını gerektirebilir. Bununla birlikte bir tanığın kimliği bu nedenle saklı tutulmuşsa savunma tarafının ceza yargılamalarında normal koşullarda bulunmayan zorluklarla karşı karşıya kalabileceği de gözönünde bulundurulmalıdır (Baran Karadağ, § 57).

18. Bu durumda ilk olarak tanığın kimliğini gizlemek için makul gerekçelerin olup olmadığının ve ikinci olarak gizli tanık ifadesinin verilecek hükmün dayandığı tek veya belirleyici temel olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Gizli tanık beyanının mahkeme kararının dayandığı tek veya belirleyici delil olduğu bu şekilde tespit edildikten sonra üçüncü olarak savunma tarafına dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yürütülmediği de belirlenmelidir. Hükmün büyük ölçüde veya yalnızca gizli tanığın ifadesine dayanması durumunda yargılama detaylı incelemelere tabi tutulmalıdır. Eğer sanık veya müdafii tarafından güvenilirliğinin ve doğruluğunun saptanması amacıyla sorgulanmamış tanık delili, mahkeme kararının dayandığı esas veya belirleyici delilse ve dengeleyici güvenceler sağlayan bir usul öngörülmemişse adil yargılanma hakkının ihlali söz konusu olabilir (Baran Karadağ, §§ 68, 72).

19. Somut olayda gizli tanık Mahkemece celse arasında ve başvurucu, hazır bulunmaksızın SEGBİS yoluyla dinlenmiştir. Dosyada başvurucunun gizli tanıkla yüzleşmek ve tanığa soru sormak istediğine dair Mahkemeye sunmuş olduğu dilekçe mevcuttur. Başvurucu; gizli tanık beyanlarını kabul etmediğini de beyan etmiştir. Tanığın kimliğinin neden gizlendiği, tanığın neden savunmanın katılmadığı celsede dinlenildiği duruşma tutanakları ve gerekçeli karardan anlaşılamamıştır. Ancak bunlara ilişkin geçerli bir nedenin ortaya konulmaması, tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi için yeterli değildir. İkinci olarak hükmün tek başına veya belirleyici ölçüde başvurucunun sorgulama veya sorgulatma imkânına sahip olmadığı gizli tanık/tanıklar tarafından verilen ifadeye dayalı olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır.

20. Mahkemenin başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûm olmasında esas olarak dijital materyallerinde örgüt liderine ait vaaz içeren dijital deliller bulunması, cep telefonunda ByLock ve diğer bir kısım uygulama kalıntısının tespit edilmesi, Bank Asya hesap hareketlerinde talimat dönemiyle uyumlu artış bulunması ve Sızıntı isimli gizli tanık beyanlarına dayandığı görülmektedir. Başvurucu hakkındaki gerekçeli karar incelendiğinde, duruşmada dinlenmeyen gizli tanığın başvurucu aleyhine verdiği beyanların ve diğer delillerin ağırlığı hususunda Mahkemece herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı görülmüştür.

21. Yargıtay uygulamasına göre kişilerin örgütle iltisaklı Bank Asya'ya örgüt liderinin talimatıyla ve terör örgütüne yardım etme kastıyla destek amaçlı para yatırdıklarına ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmaması durumunda, mevcut şüphe sanık lehine değerlendirilmektedir (birçok karar arasından bkz. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 25/11/2024 tarihli ve E.2022/24737, K.2024/15026; 12/12/2024 tarihli ve E.2022/30656, K.2024/18046; 23/12/2024 tarihli ve E.2022/34231, K.2024/19255 sayılı kararları).

22. Yargıtay uygulamasında kişilerde salt Fetullah Gülen'e ait ses veya videolara ilişkin dijital veriler ele geçirilmesinin silahlı terör örgütü üyeliği suçu açısından tek başına yeterli delil olarak kabul edilmediği, anılan kararlarda dosya kapsamına göre toplanması gerektiği belirtilen diğer delillere değinildikten sonra suçun sübutu açısından tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır [(Kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 1/3/2018 tarihli ve E.2017/3481, K.2018/710; Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2/5/2023 tarihli ve E.2021/17056, K.2023/2493 sayılı kararları].

23. Yargıtay, sanıktan ele geçirilen dijital materyallerde salt ByLock kalıntısı bulunduğuna dair dijital veri raporu doğrultusunda mahkûmiyet kararı verilemeyeceğini kabul etmektedir [(Kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 18/11/2019 tarihli ve E.2019/8435, K.2019/6977 sayılı kararı]. Benzer şekilde Eagle program kalıntısının sanık aleyhinde değerlendirilmeyeceğine karar veren ilk derece mahkemesi kararının onanmasına da karar vermiştir (Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 22/3/2023 tarihli ve E.2022/318, K.2023/1442 sayılı kararı).

24. Gerekçeli karar ve Yargıtay uygulaması gözönünde bulundurulduğunda, gizli tanığın başvurucunun İsviçre ülke imamı tarafından imam olarak atandığına ve yurt dışı görev süresi bitmeden talimat üzerine Türkiye'ye dönerek müfettiş olarak çalışmaya başladığına ilişkin beyanlarının, başvurucunun terör örgütüyle bağlantılı olduğuna dair olguyu ortaya koymada dikkate alındığı anlaşılmaktadır. Hükmün esas olarak gizli tanık anlatımlarına dayandığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle sözü geçen olayda gizli tanık anlatımları tek olmasa da belirleyici delil olmuştur.

25. Gizli tanık beyanının Mahkeme kararında belirleyici delil olduğu bu şekilde tespit edildikten sonra savunma tarafına dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yürütülmediği de belirlenmelidir. Yeterli dengeleyici faktörlerin somut olayda mevcut olup olmadığı dikkatli bir şekilde incelendiğinde, celse arasında ifadesi alınan gizli tanığın beyanının taraflara okunduğuna ilişkin bir husus duruşma tutanaklarında açıkça yer almamışsa da bu beyanların dosya arasına konularak savunma tarafına açık hâle getirildiği görülmüştür. Gizli tanık SEGBİS'te Mahkeme heyeti tarafından dinlendiğinden heyetin tüm üyeleri tanığın tepkilerini doğrudan gözlemleyebilmiştir. Diğer taraftan gizli tanık hazır bulunduğu istinabe mahkemesi vasıtasıyla SEGBİS ile dinlenmiş ise de tanığın beyanlarının görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle kaydedildiğine ilişkin bir kayıt da bulunmamaktadır.

26. Bununla birlikte başvurucu ve müdafii, gizli tanık beyanlarının tespiti sırasında hazır bulunmadığından ses bağlantısı yoluyla da olsa gizli tanığı sorgulayamamış, sorulan sorulara verdiği cevaplar hakkında kişisel izlenim edinme fırsatı elde edememiştir. Bu yüzden gizli tanığın beyanları arasındaki çelişkilere mahkemenin dikkatini çekememişlerdir. Diğer bir ifadeyle savunma tarafı böylelikle sorgulama yoluyla gizli tanığın güvenilirliğini test edememiştir. Söz konusu tanığın beyanları daha sonra dosya arasına alınarak ilk derece mahkemesince sanık (başvurucu) ve müdafiinin denetimine sunulmuş ise de bu durum tanık beyanına karşı yeterli bir itiraz imkânı olarak değerlendirilemez.

27. Sonuç olarak gizli tanığın kimliğinin neden gizlendiği, bu tanığın neden savunmanın hazır bulunduğu celselerde dinlenilmediği hususunda bir gerekçeye yer verilmediği, hükmün belirleyici ölçüde gizli tanık ifadelerine dayandırıldığı ve sanık (başvurucu) lehine alınan teminatlar gözetildiğinde tanığın menfaatleri ile sanığın adil yargılanma ölçütleri içinde yer alan haklarının adil bir şekilde dengelenmediği görülmüştür.

28. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Ömer ÇINAR bu sonuca katılmamıştır.

29. Başvuruda tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden, kararda varılan sonuca ve uygun görülen giderime göre başvurucunun adil yargılanma hakkı kapsamındaki diğer şikâyetleri ile suçta ve cezada kanunilik ilkesine ilişkin şikâyetleri hakkında ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.

B. Özel Hayata Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

30. Başvurucunun yargılama aşamasında özel hayatını anlatmak zorunda kalması ve banka, dijital materyaller ile çocuklarının okullarının araştırılması nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının, dijital materyaller ile diğer delillerin ceza yargılaması kapsamında ve Mahkeme kararı doğrultusunda elde edildikleri, bu delillerin başvurucunun özel hayatını neden ve nasıl etkilediğine ilişkin bir açıklama bulunmadığı da gözetildiğinde Cemal Günsel ([GK], B. No: 2016/12900, 21/1/2021) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

31. Başvurucu; ihlalin tespiti ile 1.000.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

32. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

33. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

34. Tanık sorgulama hakkı tanığın yargılama evrelerindeki beyanlarının delil değeriyle ilgili bir derecelendirme yapılmasını güvence altına almamaktadır. Diğer bir ifadeyle bu hak, tanığın duruşmadaki beyanlarına üstünlük tanınması gerektiği yönünde bir güvence içermemektedir. Savunmaya duruşmada tanığı sorgulama fırsatı tanındığı ve sanığın diğer haklarına saygı gösterildiği sürece tanığın yargılama evresindeki beyanlarının hangisine itibar edileceği meselesi karar veren mahkemenin takdirindedir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Musa Yılmaz Acar [1. B.], B. No:2013/1664, 16/7/2014, § 53).

35. İhlalin niteliğine göre yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

2. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE Ömer ÇINAR'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

C. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA OYBİRLİĞİYLE,

D. Kararın bir örneğinin tanık sorgulama hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesine (E.2021/9, K.2021/48) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

F. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 25/6/2025 tarihinde karar verildi.

KARŞIOY

Başvurucu, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan gizli tanığın duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, çoğunluk tarafından başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde adil yargılanma kapsamında güvence altına alınan tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Aşağıda belirttiğim nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Şöyle ki;

Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Mahkeme mahkumiyete ilişkin gerekçeli kararında; başvurucudan ele geçen dijital materyallerle ilgili düzenlenen raporda örgüt liderine ait vaaz görüntülerinin tespit edilmiş olduğunu, başvurucuya ait cep telefonunda ByLock, Eagle, Psiphon, Clean Them All isimli örgüt mensuplarınca kullanıldığı bilinen programlara ait kalıntıların bulunduğunu ve Bank Asya hesabında 2014 yılı Ağustos ayına kadar 0,11 TL bakiye bulunmasına rağmen çağrı dönemiyle uyumlu olacak şekilde artış yapıldığını belirtmiştir. Diğer taraftan gerekçede, Sızıntı kod isimli gizli tanığın başvurucunun İsviçre imamı İ.B. tarafından Frauenfeld bölgesine imam olarak atandığı, yurt dışı görev süresi beş yıl olmasına rağmen Türkiye'de açılan milli eğitim müfettişlik sınavını kazanması üzerine dönemin İsviçre ülke imamı H.A.nın talimatıyla üçüncü senenin sonunda Türkiye'ye dönerek Millî Eğitim Bakanlığı müfettişi olduğu yönündeki beyanlarına da dayanılmıştır.

Başvurucunun istinaf talebi Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 25/5/2021 tarihli kararıyla esastan reddedilmiştir. Başvurucu, 17/8/2021 tarihli temyiz dilekçesinde gizli tanığın mahkeme huzurunda dinlenmediğini ve gizli tanıkla yüzleştirilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. Hüküm, temyiz kanun yolu denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Başvurucu, nihai kararı öğrenmesi sonrasında bireysel başvuruda bulunmuştur.

Başvurucu kovuşturma süreçlerinde müdafi yardımından yararlanmış, iddianameye konu eylemler ve dosya kapsamı hakkında bilgi verilmiş ve savunması alınmıştır. Dosya kapsamında gizli tanık ifadesi alınmış, başvurucuya tanık beyanına karşı savunma imkânı tanınmıştır. Başvurucunun kullandığı telefonda örgüt mensuplarınca kullanıldığı bilinen programlara ait kalıntıların bulunduğu tespit edilmiştir. Yargılamada başvurucuya esas hakkında mütalaaya savunma imkânı tanınmış ve başvurucunun savunması sonrasında hüküm verilmiştir. Yargılamayı yapan Ağır Ceza Mahkemesi tüm dosya kapsamını nazara alarak, hukuk kurallarını nasıl uyguladığını ve yorumladığını, ayrıca takdir yetkisini gerekçelendirerek hüküm kurmuştur. Yerel Mahkemenin kararı istinaf ve temyiz kanun yollarından geçerek kesinleşmiştir. Buna göre, başvurucunun bireysel başvurusunda yer alan iddiaları kanun yolu şikâyeti niteliğini haiz olup, bireysel başvuruda bu hususların değerlendirilmesi mümkün değildir.

Anayasa Mahkemesi, Aydın Yavuz ve Diğerleri başvurusunda (Başvuru Numarası: 2016/22169, Karar Tarihi: 20/6/2017, R.G. Tarih ve Sayı: 30/6/2017-30110) darbe teşebbüsünün arkasındaki yapılanmaya ilişkin olarak FETÖ/PDY örgütünün özellikleri hakkında kapsamlı açıklamalara yer vermiştir. Söz konusu kararda, yetkili makamlarca ve soruşturma mercilerince 15 Temmuz darbe teşebbüsünün faili olduğu belirtilen FETÖ/PDY'ye ilişkin olarak özellikle son yıllarda yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda bu yapılanmanın özelliklerine ve faaliyetlerine ilişkin birçok tespit ve değerlendirmeye yer verilerek, özetle; FETÖ/PDY’nin başlangıçta özellikle din ve eğitim alanında faaliyet göstererek toplumda meşruiyet kazanmaya çalıştığı, FETÖ/PDY bünyesinde bulunan ışık (talebe) evleri, okullar, yurtlar ve dershaneler aracılığıyla ulaştığı gençleri amaçları doğrultusunda yetiştirdiği ve bu kişilerin yapılanmanın insan kaynağını oluşturduğu, FETÖ/PDY'nin yöneticileri ve üyelerinin, faaliyetlerini gizlilik esasıyla yürüttüğü ve gizliliği sağlayacak haberleşme yöntemleri kullandığı, gizlilik anlayışı, devlet yönetimi bakımından önemli görülen TSK, yargı, emniyet ve mülki idare birimlerinde ayrı bir titizlikle uygulandığı, FETÖ/PDY'nin gerçek amacının devleti ele geçirmek olduğu belirtilmiştir.

Yine Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanması bireysel başvurunun ikincilliği ilkesi yargılamayı yapan derece mahkemelerinin görevidir. Anayasa Mahkemesinin görevi ise, derece mahkemelerinin yorumlarının açıkça keyfi veya bariz takdir hatası içerecek nitelikte olup olmadığını incelemektir. Başvurucu hakkında terör örgütü üyeliğinin sübut bulduğunu kabul eden yerel mahkeme somut olay bağlamında telefonda bulunan dijital kalıntıları, Bank Asya hesabındaki artışı ve tanık ifadelerini değerlendirmiş, kararını gerekçelendirmiş ve hüküm kurmuştur. Yerel mahkeme gerekçeli kararında tanık beyanları yanında dijital delilleri ve Bank Asya hesap artışını da nazara aldığını belirtmiş olup, başvurucu hakkında mahkûmiyet hükmü kurarken tek ve belirleyici delil olarak tanık deliline dayanmamıştır. Yerel mahkemenin kararı gerekçeli olup, hukuk kurallarının uygulanmasında bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik de mevcut değildir.

Bu nedenlerle, başvurucunun, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında tanık sorgulama hakkının ihlal edilmediğinden, aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.


Üye

Ömer ÇINAR

Bayram Yüksekkaya
Site Etiketleri: Adana Ceza Avukatı Adana Boşanma Avukatı Adana Avukat Adana Ağır Ceza Avukatı Ceza Avukatı Adana Avukat Boşanma Avukatı Ağır Ceza Avukatı Adana Ceza Avukatı Adana Ağır Ceza Avukatı

BENZER KONULAR

MANEVİ TAZMİNAT - KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI

TARİHİ BELLİ OLMAYAN HAKARET VE TEHDİT BOŞANMA KARARINDA HÜKME ESAS ALINAMAZ

EVLİLİK BİRLİĞİNİN DEVAMI İÇİN BARIŞMA TEKLİFİ VEYA GÖRÜŞMESİ AF NİTELİĞİNDE KABUL EDİLEMEZ

ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI GEREKTİRİYORSA ANNESİNİN KIZLIK SOYADINI ALABİLECEĞİ

BOŞANMADA MADDİ VE/VEYA MANEVİ TAZMİNAT İÇİN, AĞIR VEYA EŞİT KUSURLU OLMAMAK GEREKİR

DÜZENLİ VE SÜREKLİ GELİR VARSA, YOKSULLUK NAFAKASI ÖDENMEZ

YABANCI KARŞI CİNSLERLE İLETİŞİM KURMAK VE MESAJLAŞMAK, SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRIDIR

"ÇALDIYSAM KOCAM ÖDESİN" DEMEK BOŞANMA SEBEBİDİR

CAHİLLER DEMEK, KİŞİSEL BAKIM VE TEMİZLİĞE DİKKAT ETMEMEK, EŞİN AİLESİYLE GÖRÜŞMESİNE ENGEL OLMAK

HUKUKA AYKIRI DELİLLERE DAİR TANIK BEYANLARI KARARA ESAS ALINAMAZ

EŞ VE EVLE İLGİLENMEME, İHTİYAÇLARI KARŞILAMAMA, EŞİ EVDE YALNIZ BIRAKMA

EŞİN YAZIŞMALARININ EKRAN GÖRÜNTÜLERİNİ ALMAK HUKUKA UYGUN DELİLDİR

ORTAK KONUT OLUŞTURULAMAMASI- KUSUR

İŞ KONUSUNDA YALAN SÖYLEMEK- ÖNCEKİ EVLİLİKTEN BAHSETMEMEK KUSUR OLARAK DEĞERLENDİRİLİR

TEDBİR VE İŞTİRAK NAFAKALARINI HAKİM, KENDİLİĞİNDEN TESPİT ETMEK ZORUNDADIR

İSTİNAF AŞAMASINDA ÇEKİŞMELİ BOŞANMA, ANLAŞMALI BOŞANMAYA ÇEVRİLEBİLİR

FİİLİ AYRILIK, TEK BAŞINA BOŞANMAYA YETERLİ DEĞİLDİR

BEDDUA ETMEK BOŞANMA SEBEBİDİR

ÇOCUK İSTEMEMEK BOŞANMA SEBEBİDİR

HASTA EŞİ HOCAYA GÖTÜRMEK ve BOŞANMA

EŞİ YALNIZ BIRAKMAK

EŞİN ARABASINA ZARAR VERMEK

ŞANS OYUNLARI OYNAMAK-BOŞANMA

DİN, DİL, IRK AYRILIĞI-BOŞANMA

"SENİN ALLAH BELANI VERSİN" DEMEK-BOŞANMA

EŞİNİN KIZ OLMADIĞI YÖNÜNDE SÖYLENTİ ÇIKARMAK

"10 TANE KARI BULURUM AMA BİR TANE ANA BULAMAM" DEMEK-BOŞANMA

SALAK, GERİ ZEKALI, APTAL, MANYAK GİBİ SÖZLER VE BOŞANMA

BOŞANMADA "EVE DÖN İHTARI" ÇEKİLMESİNİN HÜKÜM VE SONUÇLARI

KREDİ KARTINI İPTAL ETME-KAYINVALİDEYE MANYAK KARI DEMEK-MANEVİ TAZMİNAT

SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI - EKSİK İNCELEME - LEHE KANUN BELİRLENMESİ

HIRSIZLIK - DEĞER AZLIĞI - İNDİRİM

TEHDİT - SOYUT BEYAN - ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR

SANIĞA TEFHİM İLE TEMYİZ SÜRESİ BAŞLAR MÜDAFİİYE YAPILAN TEBLİĞ SÜREYİ YENİDEN BAŞLATMAZ

POŞETTE PARMAK İZİ - İŞTİRAK - BOZMA KARARI

BOŞANMA DAVASINDA ÖZEL YETKİ İÇERMEYEN VEKALETNAME - SÜRE VERİLME ZORUNLULUĞU

GEREKÇELİ KARARIN HASMA TEBLİĞ EDİLMESİ - USULSÜZ TEBLİGAT

KARAR VEREN HAKİME "ALLAH BELANI VERSİN" DEMEK HAKARET SUÇUNA VÜCUT VERMEZ

TENSİP ZAPTI İLE BİRLİKTE KESİN SÜRE VERİLEMEZ

DİNİ DEĞERLERİ ALENEN AŞAĞILAMA - KAMU BARIŞINI BOZMAYA ELVERİŞLİLİK

EVLİ KİŞİYE "SEVGİLİM" DENMESİ CİNSEL TACİZ SUÇUNU OLUŞTURUR

POLİS MEMURUNA "TERÖRİST" DEMEK HAKARET SUÇUNA VÜCUT VERMEZ

YASA DIŞI BAHİS - ZİNCİRLEME SUÇ

14 METRE MESAFEDEN MAĞDURUN ARKASINDAN ATEŞ ETMEK ÖLDÜRME KASTINI GÖSTERİR

SANIK İLE KATILAN ARASINDA ÖLDÜRMEYİ GEREKTİRİR HUSUMET YOKSA ÖLDÜRME KASTINDAN BAHSEDİLEMEZ

REŞİT OLMAYANLA RIZA İLE CİNSEL İLİŞKİDE ŞİKAYET HAKKI (15-18 YAŞ ARALIĞI İÇİN) MAĞDURA AİTTİR

TOPLANMASI İSTENİLEN DELİLİN TOPLANMAMASI ADİL YARGILAMA HAKKININ İHLALİDİR

SAHTECİLİK SUÇLARINDA ZAMANAŞIMI SAHTE BELGENİN EN SON KULLANILDIĞI TARİHE GÖRE HESAPLANIR

ZORLA ALINAN EŞYADAN FAYDALANMA KASTI YOKSA YAĞMA SUÇU OLUŞMAZ

SAVCILIĞA YAZILI ŞİKAYET ÜZERİNE GEREKLİ VE YETERLİ ARAŞTIRMA YAPILMAMASI HUKUKA AYKIRIDIR

KİŞİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KALMA SUÇU SIRASINDA İŞLENEN TEHDİT VE YARALAMADAN AYRICA CEZA VERİLMEZ

GÜN OLARAK BELİRTİLEN ADLİ PARA CEZASININ PARAYA ÇEVRİLMEMESİ İNAZDA TEREDDÜT OLUŞTURUR

BOŞANMA DAVASINDA İSPAT EDİLEN KUSUR KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI OLUŞTURMUYORSA MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLEMEZ

TANIKLIKTAN ÇEKİNME HAKKI OLAN TANIĞA BU HAKKI HATIRLATILMADAN ALINAN BEYANINDAN YALANCI TANIKLIK SUÇU OLUŞMAZ

SANIĞIN KASITLI SUÇTAN SİCİLİ OLMASI ERTELEMEYE ENGEL DEĞİLDİR

YAĞMA SUÇU VE SOYUT BEYAN

ŞÜPHELİ TESPİT EDİLEMİYORSA DAİMİ ARAMA KARARI VERİLİR

MEŞRU SAVUNMA-SINIRIN KASTEN BASİT TAKSİRLE-BİLİNÇLİ TAKSİRLE AŞILMASI AYRIMI-NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA

70 ADET EXTACY HAP KİŞİSEL KULLANIM SINIRININ ÜZERİNDEDİR

FAİLDEKİ KAST, FAİL İLE MAĞDUR ARASINDAKİ HUSUMET, SUÇTA KULLANILAN ALET VE OLAYIN ÖRGÜSÜNE GÖRE BELİRLENİR

BOŞANMA-KÜRTAJA KADININ HASTANEDE ONAY VERMESİ BASKI OLMADIĞI ANLAMINA GELMEDİĞİ-ÖZGÜVENSİZ DEMEK

İSTİHBARİ BİLGİ VAR İSE UYUŞTURUCU MADDEYİ ARAMA ÖNCESİ TESLİM ETMEK ETKİN PİŞMANLIK OLMAZ

İCRA TAKİBİNİN YAPILDIĞI GÜN VE ÖDEME EMRİ TEBLİĞE ÇIKARILMADAN BORCUN ÖDENMESİ - BORCUN FERİLERİ VE VEKALET ÜCRETİ SORUNU

SANIĞIN ŞAKA AMAÇLI BİR FİİLDE BULUNMASI KASTI ORTADAN KALDIRMAZ VE CEZALANDIRMAYI ENGELLEMEZ

MÜDAFİNİN ESAS HAKKINDA MÜTALAAYA KARŞI BEYANDA BULUNMAK İÇİN SÜRE TALEBİNİ HUKUKA AYKIRI OLARAK RET NEDENLERİ

SANIĞIN DOĞRUYU SÖYLEMEYE ZORLANAMAYACAĞI - SUSMA HAKKI - MASUMİYET KARİNESİ - GEREKÇELİ KARAR HAKKININ İHLALİ

KARŞILIKLI HAKARET - ÖNCE KİMİN HAKARET ETTİĞİNİN TESPİTİ

NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA - TASARLAYARAK ÖLDÜRME ŞARTLARI

SAHTECİLİKTEN HAKKINDA KAMU DAVASI AÇILAN KİŞİYE “SAHTEKAR” DEMEK HAKARET SUÇUNA VÜCUT VERMEZ

TCK MD 128 - SAVUNMA DOKUNULMAZLIĞI - CEHALET BEYANI

SOYUT BEYAN - TANIĞIN BEYANI AKSİNE ŞİKAYET - BERAAT

BİRİNE HAYSİYETSİZ DEMEK HAKARET SUÇUNA VÜCUT VERİR

FARE SURATLI DEMEK HAKARET SUÇUNA VÜCUT VERİR

FAŞİST DEMEK HAKARET DEĞİLDİR

YAŞI KÜÇÜK SSÇ İÇİN SOSYAL İNCELEME RAPORU ALINMAMASI BOZMA SEBEBİ DEĞİLDİR

KARŞILIKLI HAKARETTE CEZA VERİLMESİ GEREKEN HAL

BU ARA KARARA SADECE GÜLÜNÜR ÇOK KOMİK - HAKARET

FAİLİN ÖLDÜRME KASTI TESPİT EDİLEMEZ İSE TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET VERME OLUR

YAĞMA SUÇU CEBİR UNSURU

KURU SIKI TABANCA İLE ATEŞ ETME SUÇ OLUŞTURMAZ

YARALAMA EYLEMİNİN İRADE AÇIKLAMASI NİTELİĞİNDEKİ TEHDİTTEN AYRICA CEZA VERİLEMEZ

BOŞANMA - APLİKASYONDAN SİPARİŞ VERME DELİLİ

ZARARIN KISMEN GİDERİLMESİ - KATILANA SORULMA ZORUNLULUĞU

USULSÜZ İFADE - CİNSEL TACİZ - CİNSEL İSTİSMAR

DİRENME KARARI VERMEYEN MAHKEME BOZMA KARARIYLA BAĞLIDIR

ZİNCİRLEME UYUŞTURUCU TİCARETİ SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK

ALDATMA ŞÜPHESİYLE EŞİN TELEFONUNU ALMA - NİTELİKLİ YAĞMA

WEB SİTESİ YÖNETİCİSİ ÜYELERİN PAYLAŞIMLARINDAN SORUMLUDUR

KARŞI CİNSLE YANAK YANAĞA FOTOĞRAF - BOŞANMA

KİŞİSEL VERİDE HAKİMİYET UNSURU - BERAAT NEDENİ

ALT SINIRI 5 YILDAN AZ OLAN SUÇLARDA TALİMATLA İFADE ALINIR İKEN ESAS MAHKEMEDE İFADE VERMEK İSTEYİP İSTEMEDİĞİ SORULMALIDIR

ALT SINIRI 5 YIL VE DAHA FAZLA OLAN SUÇLARDA SANIĞIN TALİMATLA İFADESİNİN ALINMASI BOZMA SEBEBİDİR

SANIK DURUŞMADA HAZIR OLMAK İSTERSE, SEGBİSTEN İFADESİ ALINAMAZ

SANIĞA ZARARI GİDERME İMKANI VERİLMEDEN KARAR VERİLMESİ BOZMA SEBEBİDİR

AZMETTİRENİN YANINDA ÇALIŞAN - CMK 150/1 UYGULANMASI

FİRARİ ÖRGÜT ÜYESİNE YARDIM ETMEK ÖRGÜTE YARDIM ETMEK SUÇUNA VÜCUT VERİR

MAĞDURUN TEŞHİSİNE AYKIRI CEZALANDIRMA - ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR

SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMI İLE CUMHURBAŞKANINA HAKARET - PAYLAŞIMIN ÖRNEĞİNİN SUNULMAMASI - AÇIK KAYNAK ARAŞTIRMASINDA PAYLAŞIMIN BULUNAMAMASI - BERAAT

YAĞMA SUÇUNDA ZİNCİRLEME SUÇ HÜKÜMLERİ UYGULANAMAZ

CEZA YARGILAMASINDA ALACAK KAVRAMININ ANLAMI - ANNE YANINDA YAŞAYAN ÇOCUĞUN TARAFSIZ OLAMAYACAĞI İHTİMALİ - YAĞMA

SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN CUMHURBAŞKANINA HAKARET - HAKARET PAYLAŞIMI YAPAN HESABIN SANIĞA AİT OLDUĞUNUN İSPAT EDİLEMEMESİ - BERAAT

TEHDİT - SADECE ŞİKAYETÇİNİN BEYANI İLE CEZA VERİLEMEYECEĞİ - DELİL BULUNMAMASI

YAĞMA - YOĞUN ALKOLLÜ SANIKLARIN ALACAKLI OLDUKLARINI DÜŞÜNMELERİ - DAHA AZ CEZAYI GEREKTİRECEK HAL

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS - SOĞUKKANLILIK

TÖRE SAİKİYLE VE TASARLAYARAK KARDEŞİNİ ÖLDÜRME - SOĞUKKANLILIK

TASARLAYARAK ÖLDÜRME SUÇUNA YARDIM - PLAN KURMA

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - SOĞUK KANLILIK - PLAN KURMA

KASTEN ÖLDÜRME - SUÇA KATILMA - YARDIM EDEN

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - PLAN YAPMA - KASTTA SEBAT GÖSTERME

ÜSTSOYU KASTEN ÖLDÜRME - YAĞMA

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - PLAN YAPMA - HAKSIZ TAHRİK

KASTEN ÖLDÜRME - ÇOCUĞUN YAŞI 18'E NE KADAR YAKINSA O KADAR ÜST SINIRDAN CEZA VERİLMESİ GEREKLİLİĞİ

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - PLAN YAPMA - SOGUKKANLILIK

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - TANIM

TASARLAYARAK KASTEN ÖLDÜRME - ŞARTA BAĞLILIK - AZMETTİRME - EŞE KARŞI KASTEN ÖLDÜRME

KASTEN YARALAMA SONUCU ÖLÜME NEDEN OLMA - NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA

YARGILAMA AŞAMASINDA GELİŞTİRİLEN HAKSIZ TAHRİK İDDİASI - KABUL EDİLEMEZLİK

GİZLİ TANIĞIN SORGULANMAMASI HAK İHLALİDİR